Gerçekten de öyle…
Zaman içinde çok karşılaştığımız olaylar sonrasında dilimize dolanır bu kelime… Sonra da melodileşir ve şarkıya dönüşür…
İzmir spor dünyasının son günlerine şöyle bir baktığımızda nelerin olup olmadığını hayretle görüyor ve şaşırıyoruz…
Aslında sizler şaşırıyorsunuz. Bizler alıştık!..
Bakar mısınız, başkan “Oğlum” dediği en güvenilir elemanını e-mail yoluyla kovuyor!..
Nedeni de, diğer çalışanlara göz dağı vermek!.. Şunu demek istiyor: “Oğlum gibi, 8 yıldır yanımda gecesini gündüzüne katarak çalışan da kapı önüne konursa… Gerisini siz düşünün!”
XXX
20 yaşında terk ettiği kulübüne büyük umutlar, övgü dolu törenler, bol sıfırlı rakamlar ve ihtişamla geri dönüyor dönmesine de… Gidişi pek parlak olmuyor!..
Bir tek kişi çıkıp da, “Bizim oğlana yazık oldu” bile demiyor…
Bize Yahya Kemal Beyatlı’nın “Sessiz Gemi” şiirindeki ilk satırlarını hatırlatıyor:
“Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.”
XXX
Zar zor, yönetim kuruluyor… Aradan çok uzun zaman geçmeden bir bakıyorsunuz, profesyonel şubedeki ağır topların istifaları bitince dışarıdan reklam veren takımın başına getiriliyor…
Yani, “parayı veren düdüğü çalar…” veya “Top benim, kaptan çıkarım…” misali…
Sizin anlayacağınız; “Davul başkasında, tokmak başkasında…”
Ne ahenk kalıyor, ne de melodinin güzelliği…
Bir zamanlar başında bulunan “Büyük” nerede? Bu camianın 2. Nesil büyükleri ne âlemlerde?
XXX
Buca’ya ne demeli?
Avrupalıları bile kıskandıracak alt yapısı… Tesisleri… Harika bir taraftar grubu…
Süper Lige çıkış ve hüsran!..
Şimdi kavgalı, dövüşlü… Parasız pulsuz… Yaşam savaşı içinde…
XXX
Aslında uzun lafın kısası…
Türkiye’de ilk futbolun oynandığı ülkenin 3. Büyük şehrine bakar mısınız?
Doğru dürüst stadı bile yok!.. “Yamalı bohça” gibi, her yıl tadilata alınan sözde olimpiyat stadında oynamaya mahkûm oluyorlar…
Daha ne konuşacaksınız?
XXX
Futbolu eleştirirler; “iskeleti korumadılar. Her yıl 10-15 oyuncu değiştiriyorlar…” diyorlar…
Şampiyonların kaderi mi nedir?
Sanki diğer branşlarda durum pek mi farklı?
Bak Arkas’a? Geçen yıl Türkiye Voleybol Ligi Şampiyonu olan takımında bir oyuncusunu bile bu yıl kadroda tutmadı… Yepyeni bir takım yarattı…
Ya Pınar Karşıyaka?..
Onlarda da aynı durum söz konusu…
Karşıyaka bayan voleybol takımı da öyle!..
Sıfırdan kurulup, bir yıl içinde hiç yenilmeden 1. Lige çıkan Buca Belediyesi Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı şampiyonluğunu kutlarken ne oldu biliyor musunuz?
Kapatıldı!..
Peki İzmir Büyükşehir Belediyespor’un salon sporları ne durumda?
Hentbolde ligden düştü, kadın basketbolu bir alt ligi istedi…
Ekonomiden anlamam anlamasına da… Matematiğim de iyi değildir… Ama; bu “dört bilinmeyenli denklem”i çözmek o kadar zor olmasa…
Anlayana sivrisinek saz… Anlamayana davul zurna az…
XXX
En iyisi Göztepe ve Altınordu modeli, yani Anonim Şirket diyorlar…
Şeytan’ta “tek adam” var… Hiç kimse, “Şeytan aldı götürdü” deme şansına bile sahip değil…
Göztepe daha organize olmuş, taraftarı da içine çekmiş…
Sessiz ve derinden… Şimdilik çimde, salonda, suda… Yakında havayı da yakalarlarsa şaşmayın!..
Taraftar güçlü… Sesi gür çıkıyor, aynen “Çarşı” gibi… Zaten karşılıklı yakayı ayakta tutan o muhteşem taraftarları değil mi?..
Bakıyorsun… İsmail’den sonra Ertan… Koç gibi delikanlı!..
Diğer yakada Okan, Altar, Taner hepsi camialarının güç kaynağı… Yüreklerindeki sevgi denizleri, dağları, ovaları aşmış…
İki yaka bir araya gelmez derlerse de inanmayın!..
Onlar düşman değil, ezeli ve ebedi rakipler… Sporun güzelliklerini yansıtan ayna gibiler…
XXX
Ne demiştik, en iyi model AŞ diye…
Zarar eder mi?..
Onu da yönetenler düşünecek. En azından bir yıl gelip de havasını atıp, reklamını yapıp, borçları takıp kaçıp gidemeyecekler!..
Arkalarında enkaz bırakamayacaklar…
Bunun için bile en iyisi değil mi?..
XXX
“Bayram değil, seyran değil? Eniştem beni niye öptü” derler…
Süper Ligde takımı olmayan Türkiye’nin 3. Büyük şehrini bir bakın bakalım doğru dürüst spor tesisi var mı?
Düne kadar Denizli, Bursa, Manisa, Sakarya, Manisa, Menemen’e maç yapmaya giden bu kentin takımları değil miydi?
Peki salon sporlardaki durum, amatör futbol çok mu iyi?
Onlar da ne diyor biliyor musunuz?
“İçi seni yakar, dışı beni…”
XXX
Şimdi oturup da, daha ne konuşacaksınız?..
Bir milletvekili veya yerel yönetici çıkıp da; kalıcı çözüm bulabildi mi?
Şimdi önümüzde seçim var…;
Bekleyin, adaylar kapı kapı dolaşıp hediye formaları kabul ederek, bir bin vaat de bulunacaklar ve öyle bir ahkam kesecekler ki; ağzınız açık kalacak…
Biz de diyeceğiz: “Bu kadar palavraya karnımız tok…”
Yorum Yazın
Facebook Yorum