Yıllardır konuşulan, tartışılan bir konu haline gelmiştir "Ermeni Soykırımı... Batılı Devletlerin önderliğinde ortaya atılan asılsız soykırım iddiası... Batılı devletler kendilerini bu asılsız iddiaya öyle bir kaptırdılar ki Osmanlı Siyasi Tarihinde asılsız bir iddiadan daha fazlası olamayan bu" Ermeni Soykırımı " iddiasının günü bile 24 Nisan olarak kendi subjektif tarihlerine geçti. Batılı Devletlerin iddialarına göre Osmanlı Devleti bünyesinde varlığını yıllarca devam ettiren Ermeni halkına Osmanlı Devleti soykırımda bulunmuştu. Bu iddiaların asılsız olduğu nihayetinde ortaya çıkmıştı. Peki bu "Ermeni Soykırımı" iddiaları nasıl ve neden ortaya atıldı?! Birinci Dünya Savaşının yaşandığı yıllarda Ermeni halkı Osmanlı Devletinin egemenliğinde varlığını sürdürmekteydi. Birinci Dünya Savaşının yaşandığı yıllarda Osmanlı Devleti İttifak Devletleri ile birlikte İtilaf Devletlerine karşı savaşa girdiğinde bu olay, Ermeni halkına da ülkede iç isyan çıkarmaları için fırsat doğurmuştu. Çıkardıkları iç isyanlarla ülkeyi sıkıntıya sokan Ermeni halkının aslında tek bir amacı vardı, ülkenin şark vilayetlerinde bağımsız bir "Ermenistan Devleti" kurmak ve kendi bağımsızlıklarını ilan etmek istiyorlardı. Bu durum Birinci Dünya Savaşı esnasında Batılı devletlerin kışkırtması ile de önlenemez bir hal aldı. Birinci Dünya Savaşı sonrasında dönemin padişahı Sultan Vahdettin ve Batılı Devletler arasında imzalanan ve ülkeyi bölmeyi, parçalamayı amaçlayan "Sevr Antlaşmasında" da ülkenin şark vilayetlerinde bağımsız bir Ermenistan Devleti kurma politikası izlediği anlaşmadaki maddelerden anlaşılır. Tabi ki Osmanlı Siyasi Tarihinde "Ermeni Soykırımı" diye bir durum asla gerçekleşmemiştir. Bu durum özellikle Batılı Devletlerin Ermeni halkını kışkırtması ve bunu ülkeyi parçalamak amacıyla yaptıkları birçok medeniyet tarafından bilinen objektif bir gerçektir. Öyle ki yine Batılı Devletler tarafından" Ermeni Soykırımı " iddialarının gerçekliğinin rapor edilebilmesi için görevlendirilen Amerikalı General Harbord da bu reel gerçeği hazırlamış olduğu objektif raporunda belirtmiştir.Osmanlı Siyasi Tarihine bakıldığında, esasında Osmanlı Devleti döneminde Ermeni halkı Osmanlı tebaasından daha fazla ayrıcalığa sahipti. Memleketteki en prestijli meslekler Ermeni vatandaşlarına veriliyor ve Ermeni halkı Osmanlı Devleti vatandaşından daha fazla ayrıcalığa sahip oluyordu . Buna rağmen Ermeni halkından bazıları Batılı Devletlerin birtakım karanlık amaçlarına bilerek yada bilmeyerek hizmet etmiş, onların kışkırtmalarına aldanarak devlet içinde önce bastırılması güç iç isyanlar bastırmış sonra da "Ermeni Soykırımı" adı altında yine Batılı Devletlerin önderliğinde ortaya asılsız bir iddia ortaya atmışlardır. Ermeni halkından isyancı Ermenilere uymayan Ermeniler olsa da onlar da iç isyan esnasında diğer isyancı Ermeniler tarafından etkisiz hale getirilmişti." Ermeni Soykırımı'na" ilişkin köşe yazıma Mustafa Kemal Atatürk'ün bu konudaki röportajını da ekleyerek son vermek istiyorum, bakın Atamız bu asılsız soykırım iddiaları hakkında yaşamış olduğu tarihte dönemin gazetecisi Streit'e nasıl bir demeç vermiş : “Rus ordusu 1915’te bize karşı büyük taarruzunu başlattığı bir sırada o zaman Çarlığın hizmetinde bulunan Taşnak Ermeni Komitesi, askeri birliklerimizin gerisinde bulunan Ermeni ahalisini isyan ettirmişti. Düşmanın sayı ve malzeme üstünlüğü karşısında çekilmeye mecbur kaldığımız için kendimizi daima iki ateş arasında kalmış gibi görüyorduk. İkmal ve yaralı konvoylarımız acımasız şekilde katlediliyor, gerimizdeki köprüler ve yollar tahrip ediliyor ve Türk köylerinde terör hüküm sürdürülüyordu.Bu cinayetleri işleyen ve saflarına eli silah tutabilen bütün Ermenileri katan çeteler, silah, cephane ve iaşe ikmallerini bazı büyük devletlerin daha barış zamanından beri kendilerine kapitülasyonların bahşettiği dokunulmazlıklardan istifade ederek ve bu maksada yönelik olarak büyük stoklar husule getirmeye muvaffak oldukları Ermeni köylerinden yapıyorlardı. İngiltere’nin barış zamanında ve harp sahasından uzak olarak İrlanda’ya reva gördüğü muameleye hemen hemen kayıtsız bir şekilde bakan dünya kamuoyu, Ermeni ahalisinin tehciri hususunda almaya mecbur kaldığımız karar için bize karşı haklı bir ithamda bulunamaz. Bize karşı yapılmış olan iftiraların aksine, tehcir edilmiş olanlar hayattadır ve bunlardan çoğu, şayet İtilaf devletleri bizi tekrar harp etmeye zorlamasa idi, evlerine dönmüş olurlardı.”
SEZGİ KAYA
Köşe Yazarları
ERDOGAN ARIPINAR TMOK'un kızlarımıza katkısını izleyiniz SEVGİ MOLVA Hayaller ve gerçekler YILMAZ DURMAZ Kışı sevmem… AVNİ ERBOY Bırakacağımız eli tutmayız!.. Prof. Dr. YAVUZ TAŞKIRAN Bir ömür nasıl kazanılır? ATİLLA KÖPRÜLÜOĞLU Futbolun filofozu: Sokrates ESAT ERÇETİNGÖZ Atilla Köprülüoğlu'nun meslekte 41. Yılını kutladık SEZGİ KAYA Meşhur Dubai Çikolatası ve onun sosyolojik tahlili CAN BARHAN Jose Mourinho'yu uyarmak lazım OKAN YÜKSEL Göztepe'nin koca kaptanı Gürsel Aksel BEDRİ CUMHUR DOĞU Omiros Ailesi'nden Çocuk Yuvasına FİRDEVS TUNÇAY Bakü'de bir Karşıyaka sevdalısı Prof. Dr. YÜCEL OCAK Kirli düşüncelerinizi ve ellerinizi futbolun üzerinden çekin Dr. ŞABAN ACARBAY Antrenörler ve yorgunluğun giderilmesi Prof. Dr. SEYHAN HASIRCI Futbolun ve futbolcunun kirli yüzü MUSTAFA YILMAZ Halka ucuz gıda için... SİNAN GENÇ Göztepe hikayesi... TEOMAN GÜRAY Bir kıvılcım yakmak EBRU DIVRAK Sonra ne oldu? Prof. Dr. İLKER GÜL Vatan, Millet, Sakarya gazı... Prof. Dr. BİLGE DONUK Pandemi Döneminde Çocuk ve Spor MERT ERBOY Kaf Kaf maç sonu çekilir! Dr. HAKAN TARTAN Bir insanlık abidesi Kemal Baysak ERDAL İZGİ İki bin onsekiz TUNÇ AFŞAR Yeniden yapılanma
Yorum Yazın
Facebook Yorum