Bu Haftada Fenerbahçe hakkında yazmaya devam edeceğim. Geçen hafta Fenerbahçe’nin orta sahasıyla ilgili sorunları yazmıştım. Gerçi sorun sadece orta sahamı? Şimdi daha net olarak Erol hocaya soruyorum,
FENERBAHÇENİN ORTA SAHASINDA KİM OYNUYOR. Bana gör hiç kimse. Fenerbahçe de dizilişte orta saha oynayan oyuncuların hiçbirisi orta saha oyuncusunun görevlerini yerine getiremiyor. Bunu anlamak için küçük bir analiz yapalım. Fenerbahçe evinde Konyasporla oynuyor. Orta sahada, oyunda Konyasporun kontrolünde geçiyor ve Fenerbahçeye iki gol atıyorlar. Fenerbahçe Beşiktaşla oynuyor, orta saha ve oyun üstünlüğü Beşiktaş da, Fenerbahçe 4 gol atıyor. Hadi Beşiktaş diyorsunuz; oyuncu kadrosu, oyun anlayışı, takım dizilişi olarak Fenerbahçeden çok iyi durumda. Sonra Fenerbahçe Denizli ile oynuyor. Denizlinin o maça kadar 1 galibiyeti var. İkinci yarı Fenerbahçe 10 kişi kalıyor. Orta sahanın kontrolü Denizlispora geçiyor ve Denizlispor Fenerbahçeye karşı tek kale oynuyor. Maç yine İstanbulda, rakip Malatyaspor, orta saha ve tüm oyunun sahibi Malatyaspor ve Fenebahçeye ilk yarı iki gol atıyor. İkinci yarıda da 1 gol daha atıyor. Malatyaspor maçıyla birlikte Fenerbahçe evinde üst üste üç maç kaybediyor ve toplamda 9 gol yiyor. Belki de Fenerbahçe tarihinde ilk kez evinde üç maç üst üste kaybediyor.
Birde ülkemizdeki birçok takımın ve Fenerbahçenin transfer politikalarına bakalım. Bir takıma bir futbolcu alırken hangi kriterlerle oyuncu alıyorsunuz anlamak mümkün değil. Malatyasporun kazandığı penaltıda 2. Amatör kümedeki bir futbolcu bile arkası dönük ve pozisyonu kaybolmuş oyuncuya faul yapmaz. 5 metreden arkadaşına pas veremeyen, savunma yaparken nerede duracağını bilemeyen, hücumda nerede durursa gol atacağını bilmeyen oyuncu topluluğunu kimler hangi gözle izleyip de taransver yapıyorlar. Ülkemiz futbolcu çöplüğüne dönmüş durumda. Birçok vasıfsız ve sıradan futbolcu transfer edilerek yerli oyuncuların geleceği yok ediliyor. Fenerbahçe kadrosuna bakılınca da, transfer politikasının ciddi bir şekilde gözden geçirilmesi gerekiyor. Hadi Fenerbahçenin bütçesi bunlara yetiyor diyelim. Erol hocam takım dökülüyor. Lig başlayalı 3 ay olmuş, hocam sen daha takımın iskeletini oluşturamamışsın. Hadi pandemi şartlarıyla elinde olmayan sıkıntılar var. Ama hocam takımında, Fiziksel ve mental olarak hazır bir oyuncun yok. Fenerbahçenin bu oyuncularını 2. Ve 3. Lige götürün herhangi bir takımın formasını giydirin, inanın hiçbiri o formaları yadırgamaz. Yani onları seyredenler bunlar süperlig futbolcusu demez. Bu durumun sorumlusu sensin Erol hocam.
Bu arada bu işin patronu TFF bir iki şey söyleyeceğim. Gerçi biz Akademisyenleri hiçbir zaman dinlemediler. Hiç kimse kendisini kandırmasın, ülke futbolu olarak dibe vurmuş durumdayız. Geçmiş yılların amatör maçlarındaki kaliteyi bugün süper ligde göremiyoruz. Hadi hocam sende diyeceksiniz. Küçük bir örnek vereyim. Eskiden amatör kümede seyircisi olan futbolcular vardı. İnsanlar amatör küme maçlarına o insanları izlemeye giderlerdi. İzledikleri o maçtan büyük bir görsel zevkle ayrılırlardı. Çünkü o toprak sahalarda rövaşata atanlar, toprak da kayarak mücadele edenler, yine toprak ve çamurun içerisinde yüzü gözü çamur olmuş, gazetecilere fotoğraf çektiren kaleciler vardı. Şimdi süper ligde kaç tane özel seyircisi olan futbolcu var? İşte kalite bu örnekde saklı.
Tekrar TFF yöneticilerine şunları söylüyorum; okul sporlarını ve amatör sporları bitirdik. Amatör sporu bile çok pahalı hale getirdik. Bu pahalılık, Kurumların amatör kulüplerini kapatmasına ve diğer kulüplerin sayısının azalmasına neden oldu. Yani Futbolun kaynağını daralttık. HERŞEYDEN ÖNEMLİSİ FUTBOLCU YETİŞTİREMİYORUZ. Çünkü antrenör yetiştirmede sorunlarımız var. Moda olan bir yöntemle eski futbolcuları ışık hızıyla teknik direktör yapıyoruz ve ülke futbolunu sadece onlara emanet ediyoruz. İyi bir futbolcu mutlaka iyi bir antrenör olacak diye bir kaide yok. Hiç futbol oynamayan çok başarılı teknik direktörleri hepimiz biliyoruz. Bunun bir pedagojik süreç olduğunu unutmamalıyız. Tabiki bu işi çok iyi yapan, kendini geliştiren ve devamlı gelişen eski futbolcularımız var. Bunları da saygıyla telaffuz ederek takdir ediyorum. Ama akademisyen olmuş veya Spor Bilimleri mezunu ve futbolun içinden gelenleri yok sayarak ülke futboluna ciddi zarar veriyoruz. Ülke futbolu için kimseye pozitif ayrımcılık yapmadan elbirliği vererek futbolumuzu layık olduğu yerlere getirmek için hepimiz üzerimize düşenleri yapmalıyız. Ayrıca unutmamalıyız ki, BİRÇOK ÜLKE SIRADAN FUTBOLCULARINI YILDIZ YAPARKEN BİZ YETENEKLERİMİZİ YOK EDİYORUZ.
Saygılarımla.
Yorum Yazın
Facebook Yorum