AVNİ ERBOY
Karşıyaka’da güzel işlerin olduğunu söylememek için deli olmak gerekir!..
Ülkenin en nezih kentinin ışıklarını süsleyen yeşil kırmızı renklere gönül verenlerin sevdası olduğu Kaf Kaf ne yazık ki, önce futbol sonra da basketbolda hüsrana uğradı!
Yeşil sahalarda çimleri taraftarının gözyaşlarıyla sulayan Karşıyaka, potada da demirleri dövememenin acısını uzatarak çekti!
“Güzel işler” demiştim değil mi?
Elbette yukarıdaki “hüsran”lardan söz etmedim… Öyle olsa, “televizyon şakası mı?” diyecek olsanız haklısınız!
Bunları hatırlatmamın tek nedeni, Karşıyaka taraftarının yaşadığı acının “Maraş biberi acısı” değil, “gönül yarası” olduğunun bilinmesiydi…
Mutlu Altuğ’u Bostanlıspor’da önce yönetici yaptım. Sonra da basketbol oynattım…
Kardeşim gibi severim… “Kardeş” dediğinde dur bir yerde!
Ama başarılı olduğunu söyleyemem…
İdari ve sportif başarı…
Şimdi size soruyorum: Bu yönetim ne kadar başarılı?
Araştırın, cevabını verin!
Şimdi gelelim, “Karşıyaka’da güzel işler oluyor” sözünü açmaya.
Belediye ve devlet yönünü bir tarafa bırakıyor ve dönüyorum yine KSK’ye…
Bu yönetimin tek yaptığı güzellik: Çiğli Spor Salonu’na Voleybol Alt Yapı Salonu kazandırmak…
Sadece bu bile Mutlu Altuğ yönetimini başarılı kılar…
Karşıyaka Spor Kulübü’nün profesyonel üç ana branşından en az bütçeli voleybol Play Off’a kalan tek takım olma özelliğini taşıdığı için de sportif yönden başarılı…
Serkan Ergüven başkanlığındaki voleybol şubesinin voleybol alt yapı salonu için çabası da idari yönden başarıdır…
Mali disiplin konusuna gelince de, teknik ekip ve voleybolculara tüm ücretleri ödenmiş, üstelik kulübe de bağış makbuzu karşılığında para verilmiştir… Hem de hatırı sayılır miktarda…
Gizli saklısı yok. İsteyen kulüpten öğrenebilir…
Voleybol Alt Yapı Salonu için “Bir parke de sen koy kampanyası” başarılı olmuş, sonuca birkaç adım kalmıştır…
Haydi gelin bu birkaç adımı da hep birlikte atalım ve 16 Mayıs’taki gecenin kalan biletlerini alarak, hem o gece gövde gösterisi yapalım. Hem de tesisin bitmesine yardımcı olacağımız gibi yarın o gurur abidesine bakarak, “Bunda benim de bir parkem var” havasını atın!...
Diyorum ya… Karşıyaka’da güzel işler de oluyor diye…
XXX
Pınar Karşıyaka için formül: Sil baştan…
Pınar Karşıyaka 8 yıl sonra play off dışında kaldı.
Sporda kazanmak kadar kaybetmenin de erdemlik olduğuna inananlardanım.
Sportif ve idari koordine birlikte olduğu an, başarının gelmesi de kaçınılmazdır.
Pınar Karşıyaka’da öncelikle “sevgi ve saygı” denen nesneleri kaybetmeye başladı.
Sonra “adam sencilik” ve “adam ayırma” dönemi arttı…
Üstelik “gel benimle, beni kolla” söylenmeleri icraata dönünce, koltuğu kaybetmemek için “Bizans oyunları” baş gösterdi.
“İşime yarar veya işimi görür” düşünce ön plana çıktı.
Medyada doğruları değil de, istediklerini yazacaklar kafileye dâhil edildi…
“Sen-ben kavgası” ve “dedikodu” tavan yaptı!
Soyunma odası ring kurulma aşamasına getirildi… Kavganın önüne geçilemedi…
Oyuncu antrenörü, coach yönetimi dinlemedi…
Taraftar endişeli… Taraftar kaygılı… Taraftar üzgün… Kimin umrunda!..
Onlar görevini “para” (bilet alıp) vererek yaptı… Ya parayı alan profesyoneller?
Zil takıp oynadı!..
Bugün burada, yarın menajeri nereye sürüklerse orada!..
Sen yandığınla kal…
Bu düzen böyle sürmemeli…
Sil baştan… Koy kapının önüne hepsini…
İşine yarayanı geri al… Riyakârlarla “veda”ya hazırlan…
Altar, Okan, Taner… Köklü bir reform yapacak, bu kulübü, şubeyi yönetecek yok mu sizin gibi “yürekli adamlar?”
Yorum Yazın
Facebook Yorum