Başlıktaki iki sözcük ilk bakışta birbirine benzer sayılabilir. “Hızlı ol”, “Acele et” gibi çabuk olmasını istediğimiz konularda bu iki cümleyi kullanırız. Oysa ikisi arasında dağlar kadar fark vardır.Verdiğim bazı konferanslarda “Sürat” ile “Çabukluk” terimlerinin birbirleriyle karıştırıldığını anlatırım. Bazı örnekler vererek aralarındaki farkları açıklarım.
Hız ile ilgili bir şeyler anlatırken bazen sürat, bazen çabukluk şeklinde açıklamalar yaparım. Dinleyenler, bir müddet sonra bu terimlerin aralarındaki farkın inanılmaz boyutlarda olduğunu anlarlar.
Spor Bilimleri Fakültelerine öğrenci alımlarının bu sene merkezi sınav sistemi ile yapılacağı ÖSYM Kılavuzunda yayınlandı. Fakat nerede, nasıl, hangi sistemle yapılacağı henüz netleşmedi. Üzerinde çalışıldığını biliyorum.
Kararın 2022 yılındaki Dekanlar Konseyi Toplantısı esnasında Antalya’da yapılan bir oylama sonucu ortaya çıktığı söyleniyor. Oy çokluğu ile bu karar alındı deniliyor. O toplantıya katılanlara sorduğumda çoğu katılımcı “ben karşıyım” diyor. Fakat işin ilginç yanı böyle bir toplantıdaki oylama sonrasında herhangi bir tutanağın var olmaması…
2023’ün Kasım ayında Ankara’da yapılan toplantıya katılanlar, merkezi sisteme karşı olduklarını söylüyorlardı. Konsey Başkanı, artık bu konunun kapandığını, sınavı nasıl yapmalıyız aşamasına geçildiğini bildiriyordu. Toplantıya katılanların çoğunluğu merkezi sınav sistemine karşı olduklarını açık ve net şekilde konuşuyorlardı.
Oylamanın yapıldığı söylenen tarihten bu yana 2 yıl geçti ve çoğu dekan değişti. Yeni göreve gelen dekanlarımız merkezi sınava karşılar. İsteyen merkezi, isteyen kendi yaptığı sınavlar ile öğrencilerini alsınlar diyorlar. İşin ilginç bir başka yanı, bazı Üniversitelerin herhangi bir fiziksel veya özel yetenek sınavı yapmadan tercihe göre doğrudan öğrenci alımına devam etmeleridir…
Spor, kendine özgü yetenek ve becerileri olan bir alandır. Spor eğiticisi, antrenörü, yöneticisi, rekreasyon lideri, egzersiz ve spor uzmanı, engellilerde egzersiz ve spor uzmanı, beden eğitimi ve spor öğretmeni olmak isteyenlerin bu alanlardaki lisans öğrenimine başlamadan önce bazı özelliklere sahip olmaları gerekmektedir. Üniversitelerin Spor Bilimleri Fakültelerinde, bölümlerin ders planları, öğretim yöntemleri birçok farklılıkları barındırmaktadır.
Sayısı 109’u bulan ve ülkemizin dört bir yanındaki Spor Bilimleri Fakülteleri ve Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulları kendi öğrencilerini kendileri seçmelidir. Ülkemiz çok büyük bir coğrafyaya sahiptir. Tek bir özel yetenek sınav parkuru ile her fakülteye öğrenci seçmeye çalışmak ne akla ne bilime ne de fenne uygundur.
Konuya hızlı girmek normal karşılanabilir. Fakat aceleci olmanın bize tamiri mümkün olmayan bazı hatalar yapmamıza neden olabileceği unutulmamalıdır. Bu sistemi sanki Dekanlar Konseyi istedi gibi hazırlatıp, sistemin uygulayıcısının ÖSYM olduğu düşüncesi de akılların bir köşesinde durmaktadır.
Basit bir hesaplama yapılırsa görülecektir ki, bu sınavlara yaklaşık 100 bin aday öğrenci katılabilecektir. İki yıldan bu yana baraj puan kaldırıldığı için eğer bu sene baraj puan konulursa bu durum adaylar ve aileleri tarafından eleştirilecektir. Ülkemizde merkezi ve ortak bir özel yetenek sınavı yapılması için en az 10-15 il ve spor tesisi gerekecektir. Bu tesislerdeki ne zemin ne aydınlatma, vb. özelliklerde benzerlik olmayacağından farklı yerlerde girenlerin farklı puan alacak oluşları tartışmalar getirecektir. Sınavlar esnasında kullanılacak teknoloji, yazılım, vb. konularda da belirsizlik devam ediyor. Tercih konusuna hiç girmek istemiyorum. Çünkü, anladığım kadarı ile 16 devlet, 4 vakıf, 4 KKTC’deki okullar tercih edilecek deniliyor. Bu da bir zorlamadır. Seçme hürriyetine müdahaledir.
Sonuç olarak hızlı olmaya evet fakat aceleci olmaya hayır demeliyiz. “Acele işe şeytan karışır” deyimini herkese hatırlatıyorum. Kaş yapalım derken göz çıkarmanın anlamı yok. İsteyen merkezi sisteme katılsın, isteyen kendi sınavını kendi yapsın.
Yeri midir bilmiyorum ama, her şeyi merkezden idare edeceksek şu yerel seçimleri neden yapıyoruz ki?
Yorum Yazın
Facebook Yorum