Ustalarımdan olan, Akhisar’dan bu yana tanıdığım İzmir’in duayen gazetecilerinden, gerçekten çok sevip, saygı duyduğum Tayfun Göçmenoğlu’nun “senin kısa yazılarını özledim. Esprili, dokunan, okşayan, seven, kızdıran ve onore eden yazıların var ya…” demişti.
Haklıydı…
Geçenlerde Mavişehir Muhtarı Ali Çağdaş Baray ile sohbet ederken, “Ağabey yazılarını hayranlıkla okuyorum. Bazen insanı yeriyor musun, seviyor musun vallahi anlamakta güçlük çekiyorum. Yazıyı okurken yaktı adamı diyor. Alt satırlara indikçe de övmeye başladı diye sonunu merak ederek bir solukta okuyorum. Adam sana kızsın mı, teşekkür mü etsin vallahi anlayamıyorum. Gerçekleri o kadar güzel bir dille anlatıyorsun, hayran kalmamak elde değil. Ben de edebiyat okudum, iyi de yazarım ama sen bambaşka yazıyorsun. Keyifle okuyorum, üstelik çok şey öğreniyorum. Yenilerini de merakla bekliyorum” dediğinde ona nedenlerini aktardım.
Hak verdi…
Sonra da “Herkes yazamaz” dedi.
İsteyen yazar… Yeter ki, yaşamın izlerini takip etsin, gündemi yakalasın. Bol bol okuyup, gezsin. En önemlisi de araştırsın…
Konuyu nereye bağlayacağım…
Büyük torunum Can, “dede çok uzun yazıyorsun” dediğinde onu asla kırmam…
Nedenini anlattım.
O da hak verdi…
Hasrettin Hoca’nın hikâyesine döndü bu iş…
Nasreddin Hoca, kadılık yaparken birbirinden şikâyetçi olan iki hasımı, ayrı zamanlarda uzun uzun dinlemiş. İkisine de: “Haklısın”, demiş.
Bu konuşmalara şahitlik eden eşi, bu işe çok şaşırmış ve Hocaya sormuş: “Senin kadılığında bir garip Hoca Efendi. İkisine de sen haklısın dedin. Hiç öyle şey olur mu?”
Nasreddin Hoca hanımının yüzüne bakıp: “Hatun” demiş, “sen de haklısın!”
Bizim ki de, o hikâye…
XXX
O kimmiş biliyor musunuz?
Nysa Antik kenti ve Yenipazar kent merkezinde yapılan Türkiye Oryantiring Şampiyonası’nın 2. Kademesinde genç sporcular, büyükler yarışmacısı sandıkları kişiye hayranlıkla izliyordu.
Kendi aralarında konuşurken, “Bu yaşta helal olsun her tarafa koşuyor. Nereye gitsek onu görüyoruz. Bu yaşta yorulmuyor. Kesin birinci olur” dedikleri Türkiye Oryantiring Federasyon Başkanı Atilla Güler’den başkası değildi.
Gerçekten iki gün süren yarışma boyunca sağa sola koşmaktan sporcular kadar yorulan başkan Güler’i bir kez daha takdir ettim…
Yarışmaya katılsa kendi yaş kategorisinde kürsü yapar, altın madalyayı da alırdı!..
XXX
Düşmana gerek mi var?
Dikkatli okuyucu ve spor gündemini izliyorsanız, İzmir spor kulüpleri arasında bir tek Karşıyaka Spor Kulübü’nün iç dünyasındaki haberlerin medyaya düştüğünü göreceksiniz.
Oysaki Karşıyaka’da olan olayların belki de daha fazlaları pek çok İzmir Kulübünde de yaşanıyor.
Onlar neden mi, medyada yer almıyor?
Tek fark, Karşıyaka’da Brutus’ların çokluğu…
(Alıntı: 15 Mart MÖ 44'te Julius Sezar, Marcus Junius Brutus liderliğindeki kızgın bir grup senatör tarafından sırtından hançerlenmiştir. Brutus Sezar'ın en yakın arkadaşıydı. Sezar'ın önce saldırganlara karşı koymaya çalıştığı, fakat Brutus'u görünce, Sen de mi Brutus? (Et tu, Brutus?) dediği ve karşı koymayı bıraktığı rivayet edilir.)
XXX
Operasyon mu?
Karşıyaka Spor Kulübü’nden Yaşar Holding’in Pınar’ı sponsorluktan çekmesiyle birlikte darmadağın olan Karşıyaka basketbol takımı acaba bilinçli bir operasyon sonucu mu küçültülüyor?
Futbol takımına destek artıp, yeni teknik direktör alınırken, voleybol takımı da transferlerle takviye ediliyor.
Bugüne kadar Türkiye ve Avrupa takımlarının korkulu rüyası olan basketbol takımının tam aksine, her geçen gün kan kaybına uğradığından insanın aklına bin türlü soru da gelmiyor değil...
XXX
Şeytan bunun neresinde?
Artık teknik direktörlerin başarılı olması da kovulmalarına yetmiyor. Son dönemde lider takımın teknik adamı bile gönderilmeye başlandı. Nedeni ne olursa olsun, belki de nedensiz; haydi kapı dışarı!..
En son Altınordu FK bunu yaptı ve sezon başında büyük ümitlerle getirdiği teknik direktör Olcay Şahan ile yollarını ayırdı. Şahan döneminde en az gol yiyen 2. Takım olan Altınordu, 10 galibiyet, 6 beraberlik ve 2 mağlubiyet alarak topladığı 36 puan ile 4. sırada bulunuyor.
Kulübün patronu ve başkanı S. Mehmet Özkan olunca insan “Şeytan bunun neresinde?” diye sormayı bile aklına getiremiyor…
XXX
Tahmin edemezdi…
Göztepe’nin Süper Ligdeki şu andaki durumu ve ortaya koyduğu olumlu futbolun göz kamaştırmasını herhalde sezon başı hiç kimse tahmin edemezdi.
Bu başarıyı bekleyen teknik ekip ve yönetimden başka da yoktu.
Kulaklarımıza gelenler hep olumsuzluklar ve “Bu takımla düşeriz” sözleriydi.
İnançlı yönetim, disiplinli teknik direktör, sistemli çalışma ve işini seven futbolcu grubu iyi harmanlanınca ilk yarının sonunda sonuç ortaya çıktı…
Bir de “Tribün gücü”nü ve bilinçli taraftarın desteğini asla unutmayın!
Devam Göztepe, doğru bildiğin yoldan şaşma…
XXX
Aliağa’da Gören farkı…
Aliağa Petkimspor basketbolda Burak Gören ile harika işlere imza atıyor. Tarihinde ilk kez Avrupa Kupalarında (FIBA Avrupa Şampiyonlar Ligi) mücadele eden ekip, elemelerden gelip grubu aştıktan sonra son 16’ya kalma gibi büyük bir başarı da elde etti. Ligde de, Fenerbahçe Beko’yu İstanbul’da 75-66 yenerek büyük sükse yapmıştı…
Ligin ilk yarısında oynadığı 15 maçta 7 galibiyet alan Aliağa Petkim düşme hattından 4 maç önde. Play offun da 1 galibiyet uzağında.
Bakalım aynı performansı ligin ikinci yarısında da gösterip, bir kez daha “Burak Gören farkı” diyebilecek miyiz?
XXX
Çalışırsan yaparsın…
İzmir Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu, Efkan Muhtar başkanlığında güzel işlere imza atmaya devam ediyor.
Halkapınar Spor Tesisleri’ne (Atatürk Stadı’nın bulunduğu alan) 2 katlı idari bina yapan Efkan Muhtar, amatör ligler başlamadan önce de takımlara su dağıtıyor. Kulüplere evrak çantaları da hediye eden Efkan Muhtar, amatör liglere de sponsor buldu.
Şimdi sırada amatörlerin kullanabileceği futbol sahası olduğunu dillendiriyor…
Bunu da yaparsa herhalde heykeli dikilecek adam olur…
Yorum Yazın
Facebook Yorum