Amatör spor kulüpleri dünyanın dört bir yanında aynı mıdır bilemem ama ülkemizde yöneticileri için “sporun neferleri” diyebilirim...
Binbir güçlükle yaşatmaya çalıştıkları kulüplerine ceplerinden hatırı sayılır paralar harcadıkları yetmiyormuş gibi, zamanlarının büyük bölümünü de, sevdalı oldukları kulüplerinin yaşaması için adarlar. Üstelik profesyonel, belediye, şirket takımlarıyla mücadele ederler. Sizin anlayacağınız tek kelimeyle “Don Kişot” olarak “Türk Sporu”na hizmet yarışındadırlar…
“Türk Sporunda amatörler çile çeker” sözü sporumuzun temelidir. Buna karşılık Üst yapıları, profesyonelleri sırtlayıp, onlara sporcu yetiştirmeye devam ederler…
Ülkemizdeki “ekonomik güçlük”lerin gündeme geldiği noktada da amatörlerin çilesi daha da artar. Sponsorlar, belediyeler, gençlik spor hep bu gerekçeyi önlerine sunarak yapılacak yasal destekleri bile yapmazlar… Veya geç yaparlar…
Sizin anlayacağınız, amatör kulüpte başkan veya yönetici misin, yandığını resmidir!..
Bir söz vardır. Hep onu kullanırlar: “Pamuk eller cebe…”
İstisnalar kaideyi bozmaz ama “Amatör Spor Kulüpleri”nin hemen hemen büyük bölümü sadece futbol ile ilgilenir.
Şirket destekli basketbol, voleybol, jimnastik, hentbol takımlarına da raslamak mümküdür. Bazı amatör kulüpler branş yelpazesini genişletip, pek çok spor branşında faaliyet gösterirler.
Elbette spor pastasının en büyüğünü (tesis, bütçe, eleman avantajıyla) alan belediyeleri bir kenarıya koymak gerekir… İmkanları sınırsıza dayanan Gençlik Hizmetleri Spor İl Müdürlüğü ile devlet kuruluşlarının spor kulüplerini de unutmamak gerekir. Kent, mahalle, semt amatör kulüp takımlarıyla mücadeledeki statüleri ne yazık ki aynıdır. Aynı liglerde mücadele ederler. Düşünün, tabir biraz argo olacak ama sizin avuç açtığınız, tesisini kullandığınız, malzeme yardımı aldığınız belediye ve devlet kuruluşunun takımlarıyla eşit şartlarda mücadeleye mecbur bırakılıyorsunuz… Sizin anlayacağınız, bir yerde “Zengin” diğer tarafta “fakir…” Yine de mücadele sonunda gerçek amatörler kürsüde…
“Bu ne perhiz, ne lahana turşusu” demeyin. “Türk Sporu”nda gerçek bu…
İşte bunun için diyorum ki; “Türk Sporu”nun en üstündeki kişiler amatör spor kulüplerinde başkanlık veya yöneticilik yapan kişilerin anlından öpmeleri gerekir…
Ellerinden gelenden daha fazlasını yaparak, desteklerini artırmalı. Spopnsorları yönlendirmeli, tesisleri bollaştırmalı. Temel ne kadar sağlam olursa bina güvenle üst katlara doğru yükselir…
Amatör spor kulüpleri ilçelerinde birlik ve beraberklik için hareket etmek amacıyla “Amatör spor kulüpleri Birliği veya federasyonu” kurmaktadır. Karşıyaka’da daha önce denenen, kurulan ve bazı yanlışlar nedeniyle “sakat doğması” sonucu beklenenden daha kısa ömürlü olan dernek kapandı. Şimdi, ikişnci deneme daha bilinçli oldu. Özellikle amatör spor kulüp başkanlarının bir araya gelmesiyle “Karşıyaka Futbol Kulüpleri Federasyonu” için adım atıldı, resmileşme aşamasında son noktaya gelindi.
Nevzat Altınkalp (Mavişehir 79 Yıldız ) önderliğinde, kulüp başkan ve yöneticileri Metin Acaroğlu (Cumhuriyet Erdem Esen), Feriha Paylar (Besemspor), Emin Güler (Yeşiltepe), Mevlüt Arslan (Dedebaşı), Burhan Yücel (Denizspor), Tahsin Yalçınkaya (Denizspor), Erol Onbaşı (Kültürspor), Rami Nalbantoğlu (Zübeyde Hanım), Ali İrfan Sayın (Deniz FK) diğer kulüplerden de destek alarak kurucular olarak yeni adıyla Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü’nün İzmir İl Müdürlüğüne müracaat ettiler.
Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar’ın da desteklediği yeni oluşumun Karşıyaka’da öncelikle amatör futbola büyük yarar getireceği kanısındayım. En kısa zamanda futbolun yanı sıra diğer branşları da kucaklamasını arzu ettiğim oluşumun amatörler için “olmazsa olmaz” olduğunun üzerine basarak söylemek istiyorum. Bazıları karşı çıkabilir ama, sorarım size; “Bir elin nesi var… İki elin sesi var…” Unutmayın!..
Adam duvar çekmiş, yola meyve ağacı dikmiş…
Haberi www.karsiyakahaber.com ‘da okudunuz mu bilemiyorum.
“İzmir Büyükşehir Belediyesi, Şemikler Mahallesi’nde Ahmet Piriştina Kültür Merkezi’nin bulunduğu bölgedeki trafik akışını rahatlatacak önemli bir çalışma başlattı. Ordu Bulvarı’nın devamı niteliğindeki Erdal Akkaya Sokak kesişmesinden başlayan ve imar planında yol olarak görünen arsanın ulaşım aksı içine alınarak önemli bir ihtiyacın karşılanacağı bildirildi. Söz konusu arsanın 6274/1 Sokak'a bağlantısı için aradaki duvar yıkılırken, 100 kadar meyve ağacı da yine Büyükşehir Belediyesi tarafından koruma altına alındı. 125 metre uzunluğunda ve 24,5 metre genişliğindeki Ordu Bulvarı’na ilave olacak yol, Ahmet Piriştina Kültür Merkezi’nin bulunduğu bölgeden Girne ve Bostanlı yönüne gitmek veya bu bölgelerden kültür merkezine ulaşmak isteyen araçların ulaşımını rahatlatacak ve bölgedeki trafik akışını düzenleyecek.”
Haber böyle…
Şimdi sormazlar mı?
“Maden imar planında orası yol olarak görülüyordu da, bugüne kadar aklınız neredeydi?..”
Adam duvar çekmiş, yola 100 meyve ağacı dikmiş… Hiç olmazsa meyvesinden tatsaydınız!..
Kıymetini bilin…
Sakız Adası’na ziyaretimiz sırasında adanın popüler spor kulübü Nireas Kardamilon voleybol takımının antrenmanını izleyip, teknik adamlarıyla tanışmıştım. Karşılıklı maç yapma isteğimiz sonucunda Nireas Kardamilon ile Bostanlıspor’un “kardeş kulüp” olmasını da sağlamıştık.
Geçenlerde Sakız Adası ekibinden voleybol antrenörü Agelos Kytrilakis e-mail yollayıp, Yunanistan Ulusal 2. Ligindeki voleybol A Takımlarına İzmir’den maç yapacak takım bulup bulamayacağımı sordu. Durumu Karşıyaka volşeybol şube yöneticilerine ilettim. Kabul ettiler. Agelos’a cevap yazdım, “Karşıyaka kadın voleybol takımı ile maç yapabileceklerini söyledim.
Çok sevinmişler. “Karşıyaka çok büyük takım. Biz onlarla nasıl oynayacağız?.. Gençleriyle oynasak olmaz mı?” diye cevap yazdı. Onlara Karşıyaka’nın genç oyuncularıyla maça çıkacaklarını iletince, bir maç ikiye çıktı.
Diyeceğim şu ki, Karşıyaka Spor Kulübü sadece ülke sınırları içinde değil. Dünyanın dört bir yanında “Büyük Kulüp” olarak tanınıyor… Bunun kıymetini bilelim…
Yorum Yazın
Facebook Yorum