Bu konuda, motosiklet dünyasına katıldığım 2005 yılından beri bilgi sahibiyim. Otomobiller için tasarlanan fakat motosikletliler için “Katil Bariyer” ismini alan bu teknoloji ne yazık ki neredeyse her hafta aramızdan birini yok ediyor.
Pazar günü yapılan toplantıya Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız katıldı. Eski motosiklet Dünya Şampiyonu ve şimdi Milletvekili olan Kenan Sofuoğlu da katılımcıların arasında idi. Sevgili yazar ve gazeteci arkadaşımız Rauf Gerz’i anma ve konuyu kamuoyuna tekrar açma için yapılan bu toplantıya Devletimizin en üst düzeyde temsil edilmesi önemli bir gelişmedir.
Rauf’un yaşadığını kimse yaşamasın. İzlediğimiz kareler aslında onun hiçbir kusuru ve hatasının olmadığını gösteriyor. Bir sürücü en sol şeritten en sağa doğru son derecede dikkatsiz bir şekilde yöneliyor ve şeridinde gitmekte olan arkadaşımıza çarpıyor. Bu kadar hızlı ve şiddetli bir çarpışmada dünyanın en koruyucu bariyerini yapsanız da ölüm neredeyse kaçınılmazdır.
Bakınız, hâlâ sinyal vermeden yön değiştirmeye devam eden yüzlerce araç kullanıcısı var. Bu araçların büyüklüğü veya küçüklüğüne bakmayın, her 10 araçtan 9’u sinyal vermeden dönmeyi tercih ediyor. Gece sürüşü yapanlar saysınlar, her 10 araçtan neredeyse 8’inin far ayarları bozuk. Karşıdan gelenin farları sizi neredeyse kör ediyor. Keza sizin arkanızdan gelenlerin uzunları yakılmış farları gözünüzün içinde patlıyor.
Trafik lambalarına her 10 araçtan 7’si riayet etmiyor. Hele hele o kavşakta kamera olmadığını biliyorsa hızını bile azaltmadan kırmızıda geçmeyi bir matah olarak görüyor.
Şehir içi veya otoyollarda hız limitlerine dikkat eden yok. Otoyol demişken bir başka komik durumu sizlere aktarmak istiyorum. Otoyollar hızlı gidilebilen yollardır. Orada da hız limitleri vardır. Ancak bu yolların klasiği sol şeridin hızlı araçlara açık olmasıdır. Bakıyorum sol şeritte ilerleyen bir aracın hızı saatte 100 kilometreyi geçmiyor ve bu şeridi işgal ediyor. Bu şerit 120 km/h yol yapacak araçlar için açık bırakılmalıdır.
Çok daha ilginç bir tablo, herhangi bir nedenle yolda kalan araçların reflektör kullanımı yerine başka malzemelerle bunu belirtmeye çalışmaları… Kovalar, yedek lastik ve su şişeleri ile yolda kaldıklarını göstermeye çalışıyorlar. Oysa trafik kuralları gereği her araçta mutlaka bir reflektörün bulunması ve bunun kurallarda belirtilen mesafede kurulması gerekir. Buna dikkat edeni uzun zamandır görmüyorum.
Ve en ilginç ve asla kabul edilemeyecek bir tabloyu daha sizlerle paylaşıyorum: Yolda ilerlerken bir ambulans sireni duyuyorsunuz, arkanızdan geliyor. Burada kural en kısa sürede, hatta derhal sağa yanaşıp durmanızdır. Bunu yapanlar var ama yapmayanlar için yazıyorum, o ambulans bir gün sizin için hızlı şekilde bir sağlık kuruluşuna gitmeye çalışacaktır.
Ambulansın arkasına takılıp onun peşinden gitmeye çalışan uyanıklara ne demeli?
Dönüp dolaşıp nasıl bir çözüm getirmeliyim sorusuna, “herkes için yeniden trafik eğitimi” seferberliği şeklinde bir projenin başlatılmasını öneriyorum. Bu konu herkes için son derecede önemlidir. Her kurum ve kuruluş bu konuda son derecede hassas olmalıdır. Kuralları net ve açık olan bir sistemde insanlarımızı kaybetmeyelim!
Yorum Yazın
Facebook Yorum