Ne demişiz, güzelliklerle doya doya yaşamak varken…
Gerisini siz getirin!..
Gerçekten de “Hayatın değerini bilin” diyen Goethe’ye hak vermek gerekmez mi?
“İstisnalar kaideyi bozmaz” deseler de, ne kadar acıdır ki; biz kıymet bilmiyoruz.
Oysa bu yaşam denen kısa geçmişte, hayat göz açıp kapatana kadar geçip biter…
Bazen düşünüyor musunuz bilemiyorum. “Ey hayat! Kahrını çekiyorum, gülümse” sözünü…
Bu konudaki sözlerin en ilginci Hitchcock’nun “Hayat, zafer değil, savaştır” sözü mü acaba?
Sakin kafayla düşündüğünüzde, yaşam boyunca öyle bir savaş içine girersiniz, hayatın yaşla değil de, yaşamakla anlaşıldığını öğrenirsiniz…
Barrie’nin dediği gibi. “Hayat, uzun bir insanlık dersidir.”
İnsanlık dersinden nasibini alanlar varsa hiç korkmayın.
Tersi olursa da her türlü tedbirinizi alın.
Hayatın akışını siz değiştiremezsiniz ama kendi hayatınızın kaderi de sizin aklınızdadır. İstediğiniz an yön verebilirsiniz.
Sporda da öyle değil mi?
Voleybolda vuracağınız manşeti, hentbolde atacağınız şutu, basketbolda vereceğiniz pası, dartta kullandığınız oku hedefe nasıl yönlendiriyorsunuz?
Futbol oynarken önünüze gelen topu vuracağınız tekme ile değil, aklınızla hükmedersiniz. Yetenekleriniz varsa da, istediğiniz noktaya ulaştırabilirsiniz…
Yetenek gerçekten sporda en çok işe yarayan gücünüzdür. Yeteneğin ne olduğunu bilmeyeniniz yoktur herhalde. Açıklaması şöyle: “Bir kimsenin bir şeyi anlama, yapabilme ya da bir etkiyi alabilme yeterliliği, gücü.”
Bir de ruhbilim terimi olup, onu da sözle açıklıyorlar: “Öğrenme olmaksızın kişinin zihin ve devinim (durağan, durmakta olan bir noktaya göre yer değiştirmekte olan nesnenin yaptığı eylem) alanlarındaki iş başarma gücü.”
İnsandaki yetenek sınırsız da olabilir. Onu doğru akılla kullanırsa faydasını görür. Ama bazı yetenekler vardır ki; bukalemun gibidir…
Bugün yeteneğini doğru kullanan sporcuların nerede, kullanamayanların veya başka amaca sapanların ne durumda olduğunu anlatmamıza hiç gerek yok.
Ege Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi’nde ilk kez duyduğum, Gençlik Spor Karşıyaka İlçe Müdürlüğünde izlediğim, Berkhan Alptekin’in İzmir Büyükşehir Belediyesi Spor Müdürü olduğu dönemde popüler hale getirdiği ve Alptekin’in Karşıyaka Belediyesi Spor İşleri Müdürlüğüne geldikten sonra Karşıyakalı gençler ve amatör spor kulüplerine hizmet verdiği yetenek taraması, nice genci doğru olarak ve spordaki yeteneğine etkin branşlara yönlendirdi…
Yetenek taraması, spora başlama yaşında olan çocukların spor için yeteneklerinin tespit edilmesi amacıyla uygulanan bir projedir. Yeterli fiziksel ve eğitsel alt yapı oluşturulan sporcuların böylelikle spor aktivitelerine erişimleri sağlanır. Bugün hem Gençlik Spor Karşıyaka İlçe Müdürlüğü’nde, hem de Karşıyaka Belediyesi Spor İşleri Müdürlüğü bünyesinde devam etmektedir.
Spor İşleri Müdürlüğünden atandığı Karşıyaka Başkan Yardımcısı görevini başarıyla sürdüren, sporun ve sporcunun yanı sıra amatör kulüplerin her zaman yanında olan Berkhan Alptekin’nin sporcuların yetenek testlere girmeleri için olağanüstü bir çaba harcadığını ve kulüp başkan ile antrenörleri ile sayısız kez konuştuğunu iletmeliyim. Böyle bir yönetici elbette Karşıyaka sporu ve sporun alt yapısı için deyim yerindeyse, kıymeti bilinmesi gereken yetenekli kişidir.
Sporu bilmesi, sporun içinde gelmesi, spor eğitimi almasının yanı sıra aile terbiyesi ve kendisini yetiştirmesiyle de örnek olan Alptekin’in inşallah Karşıyaka kıymetini bilir… Biz bu kentte Alptekin’lerin çoğalmasını istiyor ve diliyoruz…
Demiştik ya; kıymet bilmek diye…
Karşıyaka’ya yeni bir Gençlik ve Spor ilçe müdürü geldi… Yeni dediysek mayıs ayından bu yana neredeyse bir yıl olacak…
Hüseyin Hamurcu, Musa Yelek’ten devraldığı müdürlüğü başarıyla yerine getirmeye devam ederken “Gelen gideni aratır” sözünü de çürüttü…
Musa Yelek’in hakkını yememek gerekir. Dört dörtlük müdürdü… İşini en iyi şekilde yaptı ve ilçeden İle tayini çıkınca uğurlanarak gitti.
Hüseyin Hamurcu daha genç, daha aktif… Karşıyaka Sporuna güzel işler yapacağından hiç kuşkum yok. Kısa sürede yaptığı icraatlar, kulüplerin de yanında olması ve her konuda onlara yardımcı olup destek vermesi de alkışlanmalı…
Bostanlıspor’un Avrupa Rekoru (Hiç gol yemeden şampiyon) kırarak, finalde son 5 yılın şampiyonunu 34-0 yenerek Türkiye Şampiyonu olduğu Buca Stadı’ndaki Türkiye Ragbi Şampiyonası’nda mesleğindeki ilk yıllarında tanıdığım, daha sonra Sporcu Kamp Eğitim Merkezi’nde sohbet ettiğim, Karşıyaka İlçe Gençlik ve Spor Müdürü Hüseyin Hamurcu’nun da kıymetini bilmeli Karşıyaka… Ve Türk Sporu…
Sadece örnek verdiklerim mi?
Asla…
Karşıyaka ilçesi, bizim kıymetini bilmemiz gereken ancak şu anda adını yazmamakla es geçtiğimiz ve tanımadığımız o kadar çok insanı barındırıyor, anlatamam…
Ama bir kısım var ki; başarı grafiği her geçen gün artan, kıymeti bilinmesi ve “İnsanlık ve spor dersi” verenleri hazmedemeyip, kıskançlık ve hasetten çatlayan, ne yapacaklarını şaşıranlar!.. Bunlar adeta “yalan üretme fabrikası” haline dönüşerek, insanları haberleri olmadan birbiriyle kırdırıyor. Tek taraflı aktarımla karalıyor. Gerçek ortaya çıkıp da masum kişinin öğrenmesi durumunda da iş işten çoktan geçiyor. Böylece de o kayıp yıllara yazık oluyor!
Kim zarar görüyor. Elbette Karşıyaka… Veya bulunduğu kent…
Çamur atılanlar dürüst olmaktan korkmazlar. Kaybedecekleri en fazla doğru tanıdıkları yanlış insanlar olur. Onları da silip atarlar!.. Çok beğendiğim ve kullandığım bir sözdür: Altın çamura bulansa da altındır… Üzerine suyu tutarsın, bulaşan pislik temizlenir ve her zamanki gibi gerçek değerindedir…
Oscar Wilde’nin dediği gibi: "Eğer elinizde kazanacak kâğıtlar varsa oyunu dürüst oynarsınız."
Sakın unutmayın; dürüst insanlar zaten hep kazanacak kâğıtlarla oyunu kuralına göre oynarlar…
Karşıyaka Spor Kulübü’nü 45 yıldan daha fazla oldu izlediğim… Hiç içine girmedim ama hep içinde oldum… Rahmetli Gode Cengiz, kaptan Erol Baş, Köfteci Erol, Pertev Molay, Gömlekçi Cavit ve diğerleri… Nurlar içinde uyusunlar… Gazeteci- futbolcu-yönetici ilişkisinde değil, ağabey-kardeş gibiydik…
Sadece onlarla mı? Sakıpağalar, Tilla Rıza, yeğeni Cengiz, Önder Baysoy, Sedat Tezcan, Baharatçı Erol, Köfteci Mustafa… Kimler, kimler?..
Hiç unutamam… Şu anda yerinde olmayan stadın önünde yine yerle bir olan kulübün derme çatma olduğu, köfteci Erol (Akkınay) ile Gode Cengiz’in ortak olarak tek ızgarayla köfte satışı yaptığı lokaldeki genel kurulu gazeteci olarak izlerken, Gazcı Erol (Özışıkcılar) yanıma geldiği ve elime bir kâğıt uzatarak “Şuraya üç yönetici de sen yaz. Aklıma gelmedi” dediğini…
O günlerden bu güne… Hep dost kaldık. İyi de yazdık, kötü de… Ama hiç birbirimize çamur atmadık, kötülemedik… Hep sorduk, soruşturduk. Yanlış varsa özür diledik, düzelttik… Ama hep mesleğimizi doğru, dürüst yaptığımızdan güler yüzle aferin aldık!..
Bugün durum öyle mi?
Gazetelerin durumu ortada. Medya var mı, yok mu? Kimler gazeteci?
Bizim meslek böyleyken statlar toz topraktan kurtuldu, çimle kaplandı. Taş tribünler koltukla donatıldı. Seyirci lükse alıştırıldı ama bir adım ileriye gidebildik mi?
Bugün Karşıyaka Futbol takımının bulunduğu lig ve stat hariç her şey dört dörtlük!..
İstedikleri zaman, “Pamuk eller cebe” dendiğinde bol sıfırlı rakamların çıkacağı işadamlarından kurulu yönetime sahip. Bu yönetime bakıp da kulübün neden 3. Lig girdabından kurtulamadığına aklınız ermiyor değil mi?
Ermez!..
İnşallah bu yıl çıkar da, yıllardır gerçekleşmeyen ve dillerde pelesenk olan “O sene, bu sene” tekerlemesi gerçek olur…
Bu yönetim Karşıyaka için büyük şans…
Napoleon’un sözüdür: “Şansı olanın, horozu da yumurtlar.”
Biz ne horozun yumurtlamasını bekliyoruz, ne de birisinin çıkıp da şapkadan tavşan çıkarmasını. Karşıyaka Taraftarının beklediği tek gerçek: Şampiyonluk…
Kadızade Zühtü Işıl, Kadızade Raşit, Süreyya İplikçi, Refik Civelek, Osman Nuri ve Örnekköylü Hüseyin, Hüsnü Tonak, Tahir Bor, Fevzi Fikri Altay ve Sezai Çullu'nun kurduğu tarihi kulübün, 2023/24 sezonunda formasını giyen bu takımla şampiyonluk gelmezse de, artık Çarşı hesabını sorar!..
Bunu da sakın unutmayın!
Yorum Yazın
Facebook Yorum