Yarış başlar… Mücadele kıran kırana devam eder ve nihayetinde de birisi ipi ilk olarak göğüsler… İşte şampiyon odur…
O zorlu yarışın içinde neler olmuş, nasıl entrikalar dönmüş, kazanan haklı mı, kaybeden haksız mı?
Bunlar bazıları için hiç önemli değildir. Sonuca bakar. “Kazandım” der!
O dönem için de kimin sevgisini kazanmış… Öpücük mü dağıtmış, gülücük mü almış?
Bazılarının hiç umunda değildir? O kazanmasına bakar! Bugünü düşünür. “Dün dündür… Yarından bana ne?” der!..
Gününü kurtarmıştır ya. Ondan mutlusu olamaz!..
Gel gör ki, o “yalan dünya” içinde gezinip durur… Mutluluk gözyaşları değil, “timsah gözyaşları”dır döktüğü…
Kime mi gönderme yapıyorum? Asla bunun sahibi yok! Kim üzerine alınırsa, ona bulaşsın!..
45 yıl mı oldu ne? Yazıp duruyorum. ALLAH sağlık verdikçe de yazacağım. Hep doğru bildiklerimi… Doğrulardan asla sapmadan… Bir felsefem var: “Bugünü kurtarmak için değil, geleceğe yatırım mı? Asla!..“
Yalan yazmamak için ne kalemler kırdık bu meslekte… Bilen çok iyi bilir!.. Hem de çakma değil, gerçek gazeteci kalemi!
Neyse… Lafı dolandırmayalım…
Yukarıda yazdığım “yalan dünya”dan gerçeğe geçelim ve ne derler bilir misiniz? “Gönülleri kazanmak.”
İşte şampiyon olurken de “gönülleri kazanmak” çok önemli. Bir de kaybederken çok şeyler kazananlar vardır. İşte onlar spor taraftarının ve kentinde kendisine inananların “gerçek şampiyonları”dır!
Son dönemde Karşıyaka’nın tamamen alt yapıdan yetişen ve “Türk Voleybolu”na örnek olan, parmakla gösterilen voleybolcu kızları 13 maçlık yenilmezlik serisinin dışında play off hedeflerini yakalamanın yanı sıra ortaya koydukları oyunla ablalarına “iyi bir ders” verirken, camiayı da ayaklandırdılar. Onlar sayesinde Karşıyakalı gençler KSK formasını yürekleriyle ıslatma şansı yakaladı. “Voleybolda oldu, diğerlerinde neden olmasın” sözünü gündeme getirdi.
Ne var ki, play oflarda kaybettiler. O kadar cambazın için de kazanmak mı? Güldürmeyin beni… İlk kez böyle bir tur oynayan yaş ortalaması 18,5 olan kızlara hiç yedirirler mi? İş sizin bildiğiniz gibi değil… Tribünlerde kimlerin olduğunu bilemezsiniz ama biz birbirimizi biliriz… Kazansan bile, seni tek setle de olsa ilk iki içine bile sokmazlardı. Nitekim de öyle oldu!..
Varsın olsun…
Bu işin senesi var…
Serkan Ergüven başkanlığındaki Karşıyaka Voleybol Şubesinin yönetimini yürekten kutluyorum. Ülkeye yöneticilik dersi verdiler…
Yazıyı Serkan Ergüven ve arkadaşlarıyla Karşıyakalı voleybol teknik ekibi ve oyuncu kadrosuna teşekkür ederken, sevgili Serkan’ın mesajıyla noktalıyor ve altına imzamı atıyorum:
“Sezon başında yola çıkarken hedefimiz iyi voleybol oynayan, Karşıyakalılık ruhunu sahaya yansıtacak, son topa kadar savaşan, kaybetmeyi kabullenmeyen bir takım yaratmaktı. Sezon genelinde bunu başardık. Evimizde tüm maçlarımızı kazandık ve 13 maçlık ciddi bir seri yaptık. Playoff oynamaya hak kazandık. Aynı enerjiyi, ruhu, mücadeleyi playoff maçlarına yansıtamasak da bu sezonun bize göre galibi KARŞIYAKA'dır. Bu sezon emeği geçen yönetici ağabeylerime, arkadaşlarıma, idari ve teknik ekibimize, sezon boyu çok büyük gurur yaşatan Karşıyakalı kızlarımıza ve her zaman yanımızda olan Büyük Karşıyaka Taraftarına sonsuz teşekkürler..."
Yorum Yazın
Facebook Yorum