Prof. Dr. YAVUZ TAŞKIRAN
Aydın Kuşadası’nda bir otelde toplanmış, “Spor Bilimleri Derneği olarak neler yapabiliriz” diye tartışıyoruz. Aydın’ı seçmemizin nedeni hiçbirimizin çalışmakta olduğu yerde olmayalım düşüncesi idi. Çünkü o yerde olanlarımızın telefonları susmak bilmiyordu. Kuşadası herkese uzak bir yerdi. Tek fark, benim oraya yakın bir yerde doğmuş olmamdı. Toprak, güneş, serinlik, incir ağaçları, iyot kokulu denizi, zeytini ve muhteşem bitki dokusu, toplantımızın fonunu oluşturdu. O dönemin başkanı Prof. Dr. Birol Doğan... Bu satırların yazarı yönetim kurulu üyesi... Diğer arkadaşlarımız da var.
Otelin ismini de yazayım; Adakule... Akşam yemeği için yavaş yavaş toplanıyoruz. Yanımda derneğimizin üyelerinden Dr. Murat Kuter ile sohbet ederek merdivenlerden yemek salonuna doğru iniyoruz. Bize ayrılan masaya iliştiğimizde ikimiz aynı siluete dikkat kesiliyoruz. Bu diyoruz, İsmet Abimiz... İsmet Sezgin...
Yemeğe başladık ama aklımızda, ilk Gençlik ve Spor Bakanı olan İsmet Sezgin... Onunla nasıl konuşuruz, nasıl sohbet ediyoruz tartışmalarına başladık. Ama kısa sürdü tabii... Nedenini söylemeliyim: Ben Aydın’lıyım, İsmet Sezgin Aydın’lı, Aydınlılar kısa keser (“Kısa kes Aydın havası olsun” derler ya..)... Dolayısıyla kısa bir bekleme sonrası hemen onun yanına gittik. Yemek sonrasında bizimle birlikte kahve içmeyi teklif ettik. Derhal kabul etti. Sonrası aşağıdaki paragraflarda...
Akşam yemeği sonrası mis gibi kokan sade Türk Kahvesi geldi. Tabağının kenarında çifte kavrulmuş lokumlar bulunan... Çok iddialı olacak ama tadı, çocukken hatırladığım “Hüsnü Gülgün” lokumlarına benziyordu. Aydın’da Kazım Karabekir Caddesine tırmanıp sağa dönerken köşedeki dükkandan az lokum satın almadım. Yerinde duruyor mu, Aydın’daki arkadaşlarıma sormalıyım.
Ve ilk Spor Bakanımız, sonrasında Maliye bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı da yapmıştı, başladı konuşmaya.. Süleyman Demirel’in en iyi dostu arkadaşı... Demirel’in değişik ve farklı özelliklerini bizimle paylaştı. Hayretler içindeyiz. Ardından bir hükumetin kurulması hazırlıklarından söz etti. Kendisi maliye kökenli olduğu için Maliye Bakanlığının kendisine verileceğini düşünüyor. Kabinenin açıklanmasına sıra geliyor ve Maliye Bakanı olmayı bekleyen İsmet Sezgin’in ismi Spor Bakanı olarak açıklanıyor. Herkes şaşkın ama asıl şaşıran İsmet Sezgin Oluyor...
Buradan çıkarılacak bir ders olarak, sporun önemini ve bu konuda önemli gelişmelerin olması için ufku geniş bir insanın atanmasının önemini düşünen Demirel’in uzak görüşlülüğüne dikkatinizi çekmek isterim. Çünkü o zamana kadar kurulan kabinelerin hiç birinde spor bakanlığı yok. İlk bakışta zor bir görev ama o bize bu konuda çok çalışkan biri olarak anlattığı müsteşarını, rahmetli Prof. Dr. Necmettin Erkan’ı tanıttı. Çok çalışkan ve başarılı işlere imza attığını anlattı. Benim o günlerden aklımda kalan, Necmettin hocamızın TRT ekranlarındaki egzersiz ve sporlar üzerine yaptığı konuşmalardır... Bir de halk koşularının düzenlenmesi, herkesin yürümesi, hareket etmesi şeklindeki önerileri dikkatle taraf buluyordu.
Sporlar, federasyonlar, kulüpler, olimpiyat oyunları, yerel yönetimler, spor eğitimi, araştırmalar, uluslararası federasyonlar, tesisleşme, spor bilimleri derken yaklaşık iki saati bulan bu görüşme anılarımızda çok önemli bir yere sahip bulunuyor. İsmet Sezgin abimizi kaybettik. Mekanı cennet olsun... Bu vesile ile öğrencilerime, dostlarıma, spor insanlarımıza kısa da olsa küçük bir anımı paylaşma fırsatı buldum.
Bu tesadüfi buluşma muhtemelen 2008 yılında olmuştu. Kaldığımızın otelin penceresinden dışarıya baktığımda güneş henüz doğmuş ve yürümekte olan İsmet abimizi görmüştüm. Daha ne yazayım ki?
Yorum Yazın
Facebook Yorum