Havaların serinlemekten soğuğa doğru geçiş yaptığı ve yağmurların sağanak şeklini aldığı bu günlerde geziye çıkılır mı?
Çıkılır!..
Biz de çıktık…
3 günlüğüne uzun zamandır gidemediğim Sındırgı bu kez güzergah.
Sındırgı dediğimde aklıma Akhisarspor’un şampiyon olduğu 70’li yıllarda Sındırgı’dan transfer edilen gol kralı Ersun geliyordu. Allah rahmet eylesin. Nur içinde yatsın.
Harika bir insan ve çok iyi futbolcuydu. Akhisarspor’dan sonra çok iyi takımlarda profesyonel olarak oynadı…
Uzun yıllardır geçmediğim eski Akhisar-Balıkesir karayolunu tercih ederken, kuşkularım da yok değildi. Bildiğim yol orman içinde harika manzaralı, Simav Çayı kenarında ancak çok keskin virajlıydı. Üstelik de dardı… Yol üzerinde Kertil dediğimizde doğal güzellikler, dünyaca ünlü doğal çam kolonyası ve çekilmeyen, bitmeyecek zannettiğimiz yolu geliyordu… Ona rağmen çocukluk yıllarında çok gitmişliğim vardı. Nedeni de harika piknik alanı olmasıydı… Bir de İstanbul’a gideceklerin mecburi kara yoluydu…
Yer yer sağanak halde yağan yağmur, yaklaşık bin metre rakımlı Kertil’e yaklaştığımızda önümüzü görmekte zorlandığımız sise rağmen yapılan yollar yolculuğumuzu keyifli hale getirdi… Korktuğumuz gibi değildi. Virajlar büyük ölçüde kaldırılmış… Orman içi güzelliklerini tamamen görmüyorsun ama tertemiz havada yolculuğun rahatlığını hissediyorsun.
Bor madeninin yaşam verdiği mineral zengini toprakların “sağlık turizmi”ne dönüşmeye başladığı Sındırgı, yıllar öncesinde bıraktığım gibi dersem yanılmamış olurum. Eski bir dost da beni adeta tasdikledi.
Sındırgı Belediye Başkanının çok çalışkan, aktif ve tuttuğunu koparan bir yapıya sahip, üstelik de Sındırgı’nın evladı olduğunu söyleyenler çoğunlukta. 2004-2009 yıllarında oturduğu Başkanlık koltuğuna bir dönem milletvekilliği adaylığı nedeniyle ara veren, 2014 yılında tekrar seçilip günümüze kadar görevini sürdüren Ekrem Yavaş, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Coğrafya bölümü bitirip Diyarbakır Anadolu Lisesi, Sındırgı Düğüncüler İlköğretim Okulu, Cumhuriyet İlköğretim Okullarında Coğrafya Öğretmenliği yaptıktan sonra siyasete soyunmuş… İlim Yayma Cemiyeti Sındırgı Şubesi kurucusu, Sendikacılık, İzcilik, Halıcılar Derneği Yönetim Kurulu üyeliği gibi faaliyetlerin yanı sıra Yağcıbedir Halıları konusunda çalışmalarını devam ettiren Yavaş, soyadının aksine işinde çok hızlı…
Sındırgı’ya gittiğinizde höşmerim tatlısını kesinlikle yemenizi öneririm… Yediğiniz yetmediği gibi, yanınıza alıp evinize de götüreceksiniz…
Tatlının yanı sıra Yağlıbedir Halısı dünyaca ünlü…
Bir ünü de madenleri… Ve son dönemde hızlanan kaplıca turizmi… Çaygören Baraj Gölü ve Hisaralan etrafı adeta kaplıca cenneti.
Sındırgı’da 2 ayrı termal suyu mevcut. Bunlardan birincisi Kızılçam Ormanları İçerisinde bulunan Emendere’de. Kaynağında 37 sıcaklığa sahip kaplıca suyunda yüksek oranda selenyum ve radon bulunuyor. Üstelik termal suyun içinde yaşayan balıkların yaraları temizleyerek tedaviye yardımcı olmaları oldukça ilginç. Doğal yatağında akmakta olan çamurunun vücuda sürülmesi durumunda da tedavi sürecini önemli ölçüde hızlandırdığı gözlemlenmiş.
Diğer kaynak ise; Hisaralan Bölgesinde. Kaynağında 98 derece sıcaklığa sahip termal suyu bölgede bulunan tesisler kullanıyor. Su aktığı yamaçlarda beyaz bir çökelti bıraktığı için etraf peri bacaları ile dolu ve Türkiye’nin yaşayan tek canlı dikitleri de bu bölgede yer alıyor. Bölgedeki termal su, ilçe merkezindeki evlerin ısıtılmasında, Jeotermal kurutma ve seralarda kullanılmakta.
Kaolen, bor ve perlit madeni dediğinizde de Sındırgı ülkede ilk sıralarda... Genellikle dağlık ve ormanlarla kaplı olan ilçenin denizden yüksekliği 250 M., Güneyi çamlarla kaplı dağlık alan üzerindeki Sındırgı beli 725 M. Rakımda olup, Balıkesir-Manisa il sınırını kestiği noktayı meydana getiriyor. Kuzey-batı istikametindeki Ulus dağı 1769 M. yükseklik ile Marmara ve Ege bölgesinin en yüksek dağları arasında yer almaktadır. 3500-4000 civarında halı tezgâhı olup, yılda tahminen 300.000 adet çeşitli ebatlarda halı dokunmakta. Ülke ekonomisine yılda yaklaşık 2 Trilyon TL gelir sağladığı belirtiliyor. Ova köylerinin 12'sinde sulu tarım yapılabilmekte başta biber, domates olmak üzere salatalık, kavun, karpuz yetiştirmekte. Bu da yıllık ortalama 1 Trilyon TL tutarında bir katma değer anlamına geliyor…
Sındırgı’da bunlar var da spor yok mu?
Elbette var.
Karşıyaka’da stat yok ama 33 bin kişinin yaşadığı Sındırgı’da harika bir stat ve yanı başında da spor salonu mevcut…
Futbol, basketbol, voleybol sevilen spor branşları ama en önemlisi yağlı güreş… Tarihimizde önemli yer tutan güreşte, Sındırgı’nın yeri önemsenmeyecek gibi. Bunu da şehre girişteki 2 pehlivanın anıtını görünce anlayacaksınız… Geleneksel Yağcıbedir Yağlı Güreşleri de ülkemizin en önemli yağlı pehlivan güreşi organizasyonlarından birisi…
Değerlerine önem veren Balıkesir’in ilçesi Sındırgı’da “Değişen sadece geçen zaman”ın olduğu ifade eden arkadaşım Laguna isimli bugün devre mülk olan tesisin büyümeye devam ettiğini söyledi. Gerçekten de gözlerimle gördüğümde ilçenin can damarı olabilecek bir yatırım.
Yapılan binalarla yörenin en büyüğü. Laguna’da modern, 5 yıldızlı otel projesi olacağını tahmin etmemek mümkün değil… Nedeni; ihtiyaç olması.
Laguna nedir?
Belki ismi Renault’dan hatırlayacaksınız. Bu dünya markası bir modeline ismini vermişti: Renault Laguna.
İzmir’iler, özellikle Alsancak’ta oturanlar veya oralarda çok dolaşanlarda Laguna Otelin varlığını bilirler.
TDK’nda Laguna’nın Türkçe karşılığı maalesef yok. İngiliz kökenli bir kelime. Araştırmalar sonucunda vardığımız sonuçlar şöyle:
Laguna: Güney Kaliforniya'da pasifik kıyısında bir şehir. Laguna sahili. Kaliforniya eyaletinde şehir.
Aslında anlamı “Denizle irtibatlı ve denizin etkisi altında bulunan göller. Açık denizden bir kum setiyle ayrılmış ya da kıyı dilinin gelişmesiyle göl biçimini almış, sığ koy ya da körfez. Oluşumlarında dalga aşındırma ve biriktirmesinin büyük payı olan, denizkulağı türünde göllere verilen ad.”
Bunu ülkemizde Çekmece, Denizkulağı, Gölcük’te görebiliyoruz. Denizin uzantısı göl. Coğrafya, jeoloji alanlarında kullanılır. Kıyı gölü. Deniz kulağı. Mercan çemberi gölü. Dar ya da sığ alanda bulunan su kütlesi… Yanında Çaygören Gölü olması nedeniyle jeoloji alanını da göz önünde bulundurursak bu nedenle Laguna ismini aldığını tahmin ettiğim tesis, tam adıyla “Laguna Thermal Resort & Spa.”
2015 yılında hizmete girmiş. Şu anki sahibi hem şehrim, Manisalı İbrahim Gül aynı zamanda fabrikatör, sanayici ve özel okul sahibi.
Kendisini tanımam. Ama Laguna’da tanıdığım müdür Mehmet Okşar işinin ehli. Tuttuğunu koparan birisi olduğu kesin. Bilgi ve birikim sahibi.
Resepsiyonda “Nerelisiniz?” diye soran ve Karşıyaka’dan geldiğimi söylediğimde de çok mutlu olup, “Ben de oralıyım” diyen Aykut Can, daha sonraki sohbetimizde Akhisarlı çıkmaz mı?
Cana yakın, güler yüzlü, bilgili, hoş sohbet ve işini “dört dörtlük” yapan bir tesis çalışanı… Aykut Can gibi elemanların çoğalmasıyla Laguna’nın daha fazla sevilir hale geleceğinden hiç kuşkum yok. Çalışkan olduğu kadar halkla ilişkilerde uzman olacak duruma geleceğini de tahmin edebildiğim Aykut Can’ın yolu açık olsun… Elbette tekrar görüşeceğiz…
Laguna gibi bir yatırım elbette 12 ay işlerlik sağlıyor. Tesis sahibine âcizane bir önerim olacak. Geniş ve düz alan arazi üzerine yapılacak doğal çim bir futbol sahası (veya sahaları) ile çok amaçlı spor salonu Sındırgı’yı “Termal kent”in yanı sıra “Spor Şehri” de yapabilir. Tesisine de büyük ivme kazandırır… Geniş ormanlık alan, çam ağaçları ve göl kıyısındaki yürüyüş, koşu parkurlarının yanında tertemiz havasıyla tam bir sezon öncesi hazırlık kampının yapılacağı ortam…
Sındırgı yakın gelecekte neden spor kulüplerinin tercih ettiği Bolu, Kartepe (Kocaeli), Belek (Antalya), Kızılcahamam, Erzurum gibi olmasın? Bir de Gölün varlığını düşünün. Burası kano ve kürek için de ideal… Uluslararası şampiyonalar düzenlenir. Bunların yanı sıra “Uluslararası Balık Avı Yarışması” bile yapılabilinir…
Unutmayın ki; fırsatların sayısı, onları görecek insan sayısından çok daha fazladır… Francis Baron’un dediği gibi: “Akıllı adam, bulduğundan daha fazla fırsat yaratan adamdır.”
Yorum Yazın
Facebook Yorum