Modern Dünyada spor derken modernliğin ölçüsünü iyi belirlemek gereklidir. Gelişmemiş bir ülkede, ki bunun parametrelerini açıklamak çok zordur, hiç beklenmedik biçimde bir sporda inanılmaz başarılara imza atan birkaç sporcu çıkabilmektedir. Çok gelişmiş olduğunu iddia ettiğimiz ülkelerde ise bazen hiç ummadığınız bir spor hiçbir şekilde kendini gösterememektedir.
Birleşik Krallık, 2012 Yaz Olimpiyat Oyunlarını düzenlemeden önce birçok ülkeden kadın hentbolcu transfer etmişti. Bunlara birer pasaport vererek ülke vatandaşı yaptılar. Bu da bir yoldur aslında… Sanıyorum Katar da bir Dünya Şampiyonasını organize etmeden önce hentbolu gelişmiş bazı ülkelerden oyuncuları kendi ülkelerine davet etmiş ve onları da vatandaşlığa kabul etmişlerdi.
Buraya kadar yazdıklarım sporun aslında birçok konuda bir köprü görevini üstlendiğini anlatmaktadır. Oysa bazen sporu bir sınır olarak gören anlayışlarla karşılaşıyoruz. Kocaman bir coğrafya olan Rusya, sporda neden önüne engeller konulan bir ülke haline getiriliyor? Bunu anlamakta güçlük çekiyorum.
Covid-19 nedeni ile olması gereken yıldan bir yıl sonraya ertelenen 2020 Tokyo Yaz Olimpiyat Oyunları’na Rusya “ROC” ismi ile katıldı. Rusya Olimpiyat Komitesi’nin kısaltması olarak ekranlarda izledik. Sistematik olarak doping yapılmasına göz yumduğu gerekçesi ile alınan bu karar tartışmalıdır. Ülkeler, kendilerini temsil edecek takımlarını hazırlar ve antidoping kurallarına uyacaklarını bildirerek yarışmalara katılırlar. Dolayısıyla eğer doping kontrollerinde pozitif çıkarsa sonuçlarına katlanırlar. İleride spor tarihi derslerinde bu konu anlatılınca avatarlarımızın yüzlerini şimdi görüyor gibiyim.
Buradan Boks, Halter ve Pentatlon konusuna girmek istiyorum. Eski bir Eskrim sporcusu olan IOC* Başkanı Thomas Bach’ın başkanlığındaki kurullar, bu sporların Olimpik Programlardan kaldırılması konusunu tartışmaya başladılar. Buna benzer bir çalışmanın 2008 Yaz Olimpiyat Oyunları öncesinde Güreş üzerine yapıldığını hatırlıyorum. O zamanki değerlendirmelerin Güreş’te çok sık yapılan kural değişikliklerinden kaynaklandığını ve bundan dolayı IOC’nin çok rahatsız olduğunu çeşitli kaynaklardan okumuştum.
Kaldıralım dedikleri yanında koyalım şeklinde önerdikleri spor branşları alışılmışların dışındakiler olacak gibi… Kaykay geçen oyunlarda yapıldı. Bazı sporcular ilk madalyalarını alarak tarihe adlarını yazdırdılar. E-Spor çok hızlı ve agresif biçimde IOC’nin kapısında bekliyor. Yıllarca olimpik branş olmak için bekleyen Karate muradına erdi. Daha başka sporlar da olimpik olabilmek için mücadele ediyorlar.
Spor, aslında onu yapanlara karşı bir sınır değil köprü olmalıdır. Karşılaşma yönetmeliklerinde yapılacak değişikliklerle her sporun Olimpik Programda yer alması sağlanabilir. Olimpik Baraj sistemi daha sert hale getirebilir. Eğer köprü olma anlayışından vazgeçilirse, sınır koyma ve engelleme daha aleni şekilde uygulanırsa sıkı durun, yeni bir Uluslararası Organizasyon Kuruluşu ile karşılaşabiliriz.
Spor teşkilatımız, bu konuda da çalışma yapmalıdır.
*: Uluslararası Olimpiyat Komitesi
Yorum Yazın
Facebook Yorum