Spor yazarlığına bundan tam 55 yıl önce başladım.
Statlarda Can Bartu’lar, Lefter’ler, Metin Oktay’lar, Suat Mamat’lar, Recep’ler Necmi’ler, Şenol – Birol gol’ler gibi ünlüleri izleyip yıldız vereli tam 55 yıl.
Salonlarda Nedret’ler, Şengün’ler, Baturlar, Altan Dinçerler,
Ünal Büyükaycan’lar, Ateş Çubukçu’lar, Hüseyin Alp’ler, Kemal Erdenaylar…
O devrin yıldızlarını, büyük değerlerini izlemenin zevkini tadan biriydim de..
Şimdilerde; 65 yaşın üzeri sokağa çıkamayanlar listesinde kalıp, evde tüm sporseverler gibi her sporu, TV’de izleyenler arasındayım.
Başlıkta “sporumuzu karalar bürümüş” dedim ya.. Biraz açayım…
Renkli cama bakıyorum… Hemen her futbol takımında adları zor telaffuz edilen yabancı adamlar top peşinde koşuyormuş gibi yapıyorlar. Basketbol takımlarında da “ Coni”ler - vic’ler ’’ çoğunlukta…
Tribünler “mecburen” boş…
Pandemi…
Seyircisiz top peşinde koşmanın ne zevki varsa!..
Şöyle ki; elbette maddi değeri oldukça çok…
Çok da …
Ünlü türkücü Mahmut Tuncer’in dediği gibi:
‘’Bize ne faydası vaaar!..’’
Bu paralar da, aynı köprüler - oto yollarda olduğu gibi; bizlerden gidiyor…
Sporumuza yön veren beyler:
Bir kez daha buradan sesleniyorum…
Türk sporu “mahvolmuş” …yerlerde sürünüyor…
Genç Türk sporcuların sahalarda- salonlarda olmadığının artık farkına varın sayın yetkililer..
Varın da, adı Türkçe yazılan, okunan ve söylenen sporcuların yetişeceği yetiştirileceği olanakları sunun bizlere…
Haydi, bu böyle bir yere varamaz…
Yorum Yazın
Facebook Yorum