Başlıkta “yarış” sözcüğünü kullanıyorum ama benim derdim, çeşitli organizasyonlara katılırken nasıl bir strateji uygulamak gerekir sorusuna cevap bulmaktır.
Geçtiğimiz günlerde, yüzmede, atletizmde, bisiklette Dünya çapında karşılaşmalar düzenlenirken bir de Akdeniz Oyunları yapıldı. Yüzmeye, Atletizme birkaç sporcu gönderilirken bakıyorum Akdeniz Oyunlarına sayıca daha fazla sporcu gönderilmiş. Sebebi çok basit, bu oyunlarda kazanılan madalyalara karşılık daha fazla altın ödülünün verilecek olmasıdır.
Ağustos ayında Konya’da İslam Oyunlarını organize edeceğiz. Bu gibi organizasyonların şehirlerimize çok güzel katkıları oluyor. Sanıyorum Olimpik ölçülerdeki havuzumuzu geçen hafta Konya’da hizmete soktuk. Eğer bu oyunlar yapılmayacak olsaydı, havuzun bitirilmesi için epey bir süre beklemek zorunda kalırdık.
İşin başka tarafı, bu oyunlar için oldukça yüksek sayıda ödül verilecek olmasıdır. Sporcularımız için kuşkusuz iyi bir tablo sayılsa da kendi ülkenizde yaptığınız bu organizasyonlarda fazla miktarda ödüllendirmenin getirisi ayrıca değerlendirilmelidir.
Türkiye olarak, hedeflerimizin çok net şekilde belirlenmesi son derecede önemlidir. Dünyada Olimpiyat Oyunları en üst düzey kıymete sahip bir organizasyondur. Her dört yılda bir yapılır ve tüm sporcuların bu oyunlara katılmayı sürekli hayal ederler. Bu oyunlara katılım, Dünya ve Kıta Şampiyonlarının yapısından çok farklıdır.
Bu arada, ödül demişken, sporcularımızı yetiştiren antrenörlerimize yeterli derecede destek verilmediğini görüyorum. Sporcu, derece yaptığı zaman önceden duyurulan altın ödüllerini alıyor ama çalıştırıcılara bundan bir pay verilmiyor (Umarım yanılıyorumdur). Öte yandan biz hâlâ milli takım çalıştırıcılarımıza bir ücret ödemiyoruz. Belki birkaç yabancı çalıştırıcıya sözleşme gereği ödeme yapıyoruz. Ama Türk çalıştırıcılar bu işi gönüllü olarak yapıyorlar.
Sonuçta, hangi organizasyonda daha çok ödül alacağız yerine, hangi şampiyonada Türkiye’nin ismi daha çok duyulacaktır şeklinde yapılacak bir planlama daha kıymetlidir. Bunları planlarken, sporcu sayısının arttırılması, kaliteli antrenör yetiştirilmesi, bilimden daha fazla yararlanılması konuları hep ön planda tutulmalıdır.
Bunları yapabilmenin yolu, çeşitli kurumların birlikte güçlü iş birlikleri kurabilmesinden geçmektedir. Gençlik ve Spor Bakanlığımız, Üniversitelerimiz ve Federasyonlarımız bu işe hazır olmalıdırlar. Her kademedeki okullarımız ve spor kulüplerimiz bu çalışmanın dinamik katılımcılarıdır.
İşimiz biraz zor fakat imkânsız değildir. Zaman alacaktır ama onu da planlamak bir sanattır. O sanat anlayışı ve temeli bizim insanlarımızda fazlası ile bulunmaktadır. Yeter ki onları bulalım…
Yorum Yazın
Facebook Yorum