AVNİ ERBOY
Ülkemizdeki amatör spor branşlarında yapılan başarılı çalışmaların en önemlisi olimpiyatlarda zafere imza atmak. Bunu başaranlar “Türk Spor Tarihi”ne altın harflerle yazılıyor.
Bugün çeşitli spor branşlarındaki başarılarımızdan söz etmek gerekirse, inanın bu sütün değil, sayfa yetmez.
Bazı federasyonları başarılı çalışmalarıyla övmek, bazılarının da “Türk Sporu’na zarar vermek”le yermek gerekiyor. “Bunlar hangi branşlar?” diye soracak olursanız da, yine “araştırın bakın” demek daha doğru olur. Hatta federasyonlardaki ilginç olaylar aklımıza geldikçe, “özerk federasyon modeli tutmadı mı acaba?” diye de düşünmüyor muyuz ve “federasyonlar tekrar Spor Genel Müdürlüğü bünyesinde olmalı” diye eski modeli de savunmuyor muyuz? En ilginci de bu!..
Ülkemizde var olan ve oynanan sporların “olmazsa olmaz”ları, öncelikle futbol, basketbol ve voleybol. Bunlar kadar, belki de daha fazlasıyla çeşitli amatör spor karşılaşmalarını çıplak gözle veya TV’den izliyorum.
Bostanlıspor olarak Türkiye Şampiyonluğunu “Tarihinde İlk kez” İzmir’e getirmemiz nedeniyle ragbi, Türkiye 3.sü olduğumuz beyzbol, softbol, İzmir şampiyonluğunu kazandığımız badminton, yeni başlattığımız dart, en son İzmir’de ikincilik kupası aldığımız masa tenisi, Karşıyaka’ya Türkiye 3.lüğü getirdiğimiz Kick boks ve diğerleri… Hepsiyle iç içeyiz… Çoğu insanın bilmediği, görmediği sporlar bizimle hayat bulmaya başladı, İzmir’de…
Yelkene ise özel ilgim var. Bu branşı tescillememize karşın, Karşıyaka Spor Kulübü’nün uzun zamandır yapıyor ve “marka” olması nedeniyle faaliyete geçirmiyoruz. Ama sporu severek izliyoruz. Fırsat buldukça Karşıyaka sahilindeki yelken yarışlarını seyredip, denizin ortasında kuğu gibi süzülen yelkenlileri görmenin keyfini de yaşamıyor değiliz… Optimistten tutun, 470 sınıfına kadar yapılan yarışların hepsini dersek abartmayız…
Karşıyaka Spor Kulübü yelkende bir zamanlar tüm şampiyonluklara ambargo koymuş ve kürsüden inmez olmuştu. O günleri çok iyi hatırlıyorum. Basın mensubu sıfatıyla görevli olduğum dönemlerde, hakem teknesine biner saatlerce denizde yarıştan en güzel fotoğrafları çekebilmek için dalgaların arasında nöbet tutardık…
Çok iyi dostluklar elde ettik, yelkende… Gerçek Kaf Sin Kaf’lıları tanımanın, onlarla arkadaş olmanın üzerinden uzun yıllar geçti… Halen birbirimizi gördüğümüzde iki laf etmenin zevkine varıyoruz…
Geçen yıllarda kemikleşen dostlukların tam aksine Karşıyaka yelkenin başarısı zayıfladı. Son zamanlarda ise, şampiyonalarda kürsüye çıkamamanın üzüntüsü bu spora gönül verenlerle eski milli yelkencileri de üzdü.
Şimdilerde mazisini arayıp eski başarıların gölgesinde kalan Karşıyaka Yelken’in bugünkü imkânları geçmişe göre çok daha iyi. En azından körfezin kenarında, denizin içindeler… Teknelerini artık ana yoldan da geçirerek ezilme tehdidi altında değiller…
Belki onlar da kulübün son durumundan etkilenmiş olabilirler. Bekleyelim bakalım kongre neler getirecek, neler götürecek…
Karşıyaka’nın aksine yelkende Göztepe, Urla, Çeşme Yelken oldukça başarılı sonuçlara imza atarak İzmir’in yüzünü güldürüyor. Aynen yelkeni yöneten federasyon başkanı Özlem Akdurak gibi…
Gerçekten de “Türk Yelken Sporu” son dönemlerde oldukça başarılı. Bu sporu yakından takip edenlerin yanı sıra uzağında olanlar medyada sık sık başarı haberlerini okuyup dünya ve Avrupa şampiyonluklarını öğreniyorlar. Bu da, taraflı tarafsız spora gönül verenleri mutlu ediyor. Yazılı, görsel ve sosyal medyadan da takip ettiğiniz gibi son bir yıldaki yelkendeki dünya çapındaki inanılmaz başarıların arkasında bulunan gerçek kahraman İzmirli bir bayan…
Yelken Federasyon Başkanı Özlem Akdurak’la yeniden çıkışa geçen, huzur bulan, yeni şampiyonlar yaratan bu sporumuzda en son bu ay içinde Çin’in Sanya kentinde düzenlenen World Sailing Gençler Dünya Şampiyonası’nda 420 Erkekler kategorisinde Milli sporcularımız Rasim Yaşar (Urla) ve Atıl Api (İstanbul) 5.olarak sınıfında Milli Takımımızın en üst derecesini elde etti. Geçtiğimiz Ağustos ayında düzenlenen 420 Sınıfı Avrupa Gençler Şampiyonası’nda da Yelken Milli Takımımız dördüncü sırada yer almıştı. 4.7 sınıfında İzmirli yelkenci Yılkan Timurşah Dünya Şampiyonu oldu. Bunlar asla küçümsenmemeli…
Federasyon Başkanı Özlem Akdurak, elbette şapkadan tavşan çıkarmadı. Seçimi kazandığı günden itibaren kolları sıvayıp, ülkenin dört bir yanını dolaştı. Kulüplerin sorunlarını bire bir dinledi, çareleri bulmaya çalıştı. Başarılı sporcuların belirlenmesini sağladı. Onlara en iyi imkânlarla yarışma şansı yarattı. Türk Yelkenciliğini birkaç adım öne çıkardı. Federasyonunu “ben” değil, “biz” mantığıyla iyi bir ekip yaratarak yönetmeye özen gösterdi. Halen de gösteriyor. Olimpiyatlarda yarışacak ve başarılı olacak, ülkemizi en iyi şekilde temsil ederek ay yıldızlı bayrağımızı göndere çekerek İstiklal Marşımızı herkese dinletmek için adeta yelkeni aile hayatı ve iş dünyasının önüne geçirdi.
Elbette Özlem Akdurak başarılı olmayacak da, koltuğunda oturup, sadece gıybet yapanlar mı başarılı olacak? Rüzgar esti… Çok gerilerde kaldı artık onlar!..
Yorum Yazın
Facebook Yorum