Yollardaki aydınlatma direklerinden söz etmekle başlıyorum. Bunların yaya kaldırımlarında olanları varsa yandınız. Çünkü yaya kaldırımının tam ortasına dikilirler ve öncelikle çocuğu olup arabasında taşıyanlar için bir felakettir. Son yıllarda yolda da cep telefonuna bakma hastalığımız geliştiği için (Aslında cep telefonları konuşmak için tasarlanmıştı) bu direklere çarpanların sayısının arttığını görüyoruz.
Aydınlatma direklerinin nerelere konulacağını yazmayacağım. O kadar mimar çalışıyor oralarda, onlar karar versinler. Ancak beklenen hizmeti yerine getiremiyorlarsa bu defa konuyu başkanların değerlendirmesi gerekir!
Yine bir direk meselesine göz atalım: Çift yönlü yollarımızda, ortadaki refüj üzerinde bulunan direklerimiz var. Bunlar yeni yapılan yolların ortalarına konuldular. Led aydınlatmadır mı bilmiyorum, fena ışık vermiyorlar. Ancak ne yazık ki bazıları, çok garip kazalar sonucu araçların çarpması sonucu devriliyorlar. Yenisinin yapılması gerekir diye bekliyorsunuz değil mi? Yanıldınız, direkler devrilmekle kalıyor. Bunun takipçisi kimdir bilmiyorum ama eğer bir direk bir araç tarafından zarara uğratılmışsa ilk önce o direk derhal yerine dikilmeli ve aydınlatmaya devam etmelidir.
Hafta sonlarında eğer zamanım olursa sebze meyve pazarlarına gitmeye bayılırım. Limon satan bir aile var. Her gördüklerinde “Cüneyd abi hoş geldin (Anladığınız gibi onun idolü hâlâ Cüneyd Arkın), sana ilave olarak 3 tane fazla veriyorum, dur dur 1 tane daha veriyorum” diyerek limon satmaya çalışıyorlar. Aslında evdeki buzdolabında en az 2 file limon olmasına rağmen onların tatlı sözlerine kanıp limon alıyorum.
Buraya kadar her şey normal. Şaşıracaksınız ne sigara ne de ter kokuyorlar. Ama meyve sebze satanların ağızlarında sigara, ellerinde sigara ile satış yapmalarını nasıl bulursunuz? Ben asla bu gibi satıcıların tezgahlarından alış-veriş yapmıyorum. Nazımın geçeceğine inanırsam sataşmadan geçemiyorum. Bazıları makul karşılıyor, bazıları ise tam tersi davranıyorlar. Bence gıda satanların asla sigara içmemeleri lazım. Bunu nasıl çözersiniz bilemem ama özel bir hizmet içi eğitimin yapılması gerekiyor gibi...
Meyve sebze demişken birkaç anımı yazayım: Pazardayım, bir hanımefendi domates seçiyor. Satıcı “Abla elin kirlenmesin, ben seçeyim” diyor. Kadın seçilmiş domateslere bakıyor, yarısından fazlası çürük, bırakıp gidiyor. Bir başka satıcı ise aynı durumda şöyle bir cümle sarf ediyor: “Abla seçeceksen yan tarafta Real var, git oradan al” diyor.
Bu ülkede bakkalların kaybolmasını, süper marketlerin sayısının artmasını satıcıların bu ve buna benzer konuşma ve davranışlarına bağlıyorum. Özetlersek, pazardaki satıcıların satış esnasında ellerinde ağızlarında sigara ile bulunmalarını önleyecek tedbirlerin alınmasında görev, sanıyorum yine yerel yönetimlere ait olacaktır. Bunu yalnızca Pazar yerlerinde değil, sebze-meyvelerin çıkış yeri olan haldeki dükkanlara kadar uzanacak şekilde planlamak gerekir.
Sigara demişken bir başka kanayan yarayı göz önüne getirmek istiyorum. Biliyorsunuz mağazalara ya da büyük alışveriş merkezlerinde sigara içilmiyor. Bu yasağa bütün milletçe uyduk, uyuyoruz. Ancak bu merkezlere girerken dışarıdakilerin sigara dumanlarının arasından geçmekle siz de sigara içenlere ortak oluyorsunuz. Bu konuya da çözüm getirmelisiniz. Hayatında tek bir sigara içmemiş (ayrıca denememiş) biri olarak olarak bundan çok muzdaribim. Dumansız hava sahası her yerde olmalı ve bunu bizzat sigara içenlerle çözüme kavuşturmalısınız.
Kahvelerde, lokantalarda, lokallerde sigara içilmesine göz yuman işletmecilerin varlığını biliyorum. Oralarda müşteri olarak bulunan sigara içmeyenlerin duruma müdahale etmeleri gereklidir. Sigaranın verdiği zararların ne olduğunu öğrenmek isteyenlerimiz varsa son birkaç yılda onkoloji servislerindeki kanser hastası sayısının artış hızına bakmalıdırlar.
Moralinizi bozmak istemiyorum ama dikkatli bir planlama yapılır, doğru insan kaynakları seçilir ve doğru bir hedef seçilirse her şeyin üstesinden gelinebilir.
Bu vesile ile başkanlarımıza yeni dönemlerinde başarı ve şans dileklerimi iletiyorum.
Yorum Yazın
Facebook Yorum