Ön seçim çalışmaları sırasında sabah evlerde kahvaltı toplantıları, gecede kahve içimi toplantılar düzenlediğine dikkat çeken Mustafa Balbay, şimdi de mini mitinglerle farklı bir kampanya yürütüyor. Balbay kahvehanelerde işsiz yurttaşlarımızın yada emeklilerin oyun oynamayı tercih ettiğini belirterek şunları söyledi:
“Kahveye gidip insanların elini sıktığınızda göz temasında bile zorlanıyoruz. Ya dikkatlerini oyuna vermiş oluyorlar yâda bizim gelişimize hazırlıklı olmuyorlar. Bunun üzerine yöntem değişikliğine gittim. Herkesin elini sıktıktan sonra bir merdiven yükselti bularak insanlara, arkadaşlar sizden bir şey isteyeceğim diyorum. Herkes Balbay ne isteyecek diye bakarken, 2 dakikanızı isteyeceğim 3 dakikayı bulmayacağım diyorum ve onlara 1 Kasım seçimlerinin önemini anlatıp mutlaka sandığa gitmeleri gerektiğini “Önce Türkiye” diyen CHP’nin güçlenmesi halinde onların da güçleneceğini söylüyorum.”
Bir oyun bile önemli olduğuna değinen Balbay şu benzetmeyi yaptı:
“Sevgili kardeşlerim, bir mıh bir at kurtarır. Bir at bir süvari kurtarır. Bir süvari bir takımı kurtarır. Bir takım bir orduyu kurtarır. Bir ordu da memleketi kurtarır. İşte bir oy bu kadar önemlidir. Lütfen 1 Kasım’da sandığa gidin ve iradenizi ortaya koyun. 7 Haziran’daki iradenizi ciddiye almayanlara da iyi bir ders verin”
Balbay kahvehanelerin yanı sıra park köşelerinde yâda sokak başlarında 5 kişiden fazla bulduğu herkese yaklaşıyor ve onlardan da 2 dakikalarını istiyor. Yurttaşlara öncelikle umudu aşılamaya çalıştığını söyleyen Balbay onlara şöyle sesleniyor:
“Atatürk’ün güzel bir sözü var. Umutsuz durum yoktur, umutsuz insan vardır diyor. Biz umutsuz insanlardan değiliz. Biz her koşulda umut üretebilmiş mücadele insanlarıyız. Topluma da bunu aşılamaya çalışıyoruz. Umudun en büyük kaynağı yalnızlıktır. Umutsuzluk yalnızlıktan doğar. Biz bir araya geldikçe çoğaldıkça umudu da artıracağız”
Balbay AKP İl Başkanı’nın CHP milletvekilleri sahada yok değerlendirmesine karşılık da şunları söyledi:
“Biz yanımıza hiçbir koruma almadan yurttaşlarımızın arasına giriyoruz, konuşuyoruz, sohbet ediyoruz. Yurttaşlarımızın sorunlarını dinliyoruz, geleceğe ilişkin projelerimizi anlatıyoruz. Eğer halkın içinde olmak deyince korumalarla birlikte yurttaşları neredeyse ürküterek dolaşmayı anlıyorlarsa, biz onlardan değiliz. Biz halkın içinde dolaşmayı bir yana bırakın, halkın kendisiyiz”
Yorum Yazın