Daha İyi bir yaşam umuduyla terörden kaçıp Türkiye’ye sığınan Suriyeliler batıya açılma kapısının hazırlık yeri olarak İzmir’i seçtiler. Basmane semtinde denize açılıp Yunan adalarına ulaşmak için çaba harcayan Suriyelilerin gereksinimlerini karşılayan Pazar oluştu. Pazarda satılan ürünleri yerinde inceleyen Balbay, “Basmane’de tabelaların pek çoğu Arapçaya dönmüş. Suriyelilerin Yunan adalarına devamında Avrupa’ya ulaşması için gerekli malzemeler gibi satış yerleri yeni bir Pazar oluşturmuş. Ama bunun adı tek anlamıyla can pazarı bu bir insanlık dramı” dedi.
Balbay’ın Basmane’deki Suriye Pazarına ilişkin gözlemleri şöyle:
DENİZ’E İNSAN KAÇAKÇILIĞI SEKTÖRÜ OLUŞMUŞ: Türkiye’de hükümet Suriyeliler dramına müdahale edemeyince, sınırlarına hakim olamayınca Türkiye’ye gelen Suriyelilerin Avrupa’ya yasadışı yollardan gitme özlemlerini denetim altına alamayınca tabi ki bir pazar oluşmuş. Basmane’nin ara sokaklarında, bodrum katlarında, kimi pazarcıların küçük dükkânlarında sadece kaçak yollarla denize açılıp Yunan adalarına ulaşmak isteyenlerin gereksinimlerini karşılayan malzemeler satılıyor. Burada can yeleği 50 TL, lastik içi 25 TL, su geçirmez cep telefonu kabı 8 TL, Para saklama Balonu 5 TL. Suriyeler gruplar halinde bunlardan ihtiyaçları kadar satın aldıktan sonra heyecanla denize açılacakları yerlerle ilgili pazarlıklara girişiyorlar işin bu yanı daha farklı yürüyor. 10 kişilik bir minibüsle uygun bir deniz kıyısına götürme fiyatı 2000 TL’ye kadar çıkıyor. Tekne bunun üç dört katı.
CAN YELEĞİ DEĞİL, ÖLÜM YELEĞİ: Bu can yeleklerine çıplak elle inceleyip dokununca bile kalitesizliğin standartsızlığın farkına varıyorsunuz. Merdiven altı atölyelerde yapıldığı belli olan, naylon bezlerle yapılmış can yeleklerinin içine beyaz köpük konduğu anlaşılıyor. Kimilerinin iddiası o ki, sünger koyan da var. Tabi ki sünger suyla buluşunca ne olacağını kestirmek zor değil. Deniz’de tekne battıktan sonra, deniz’e düşünlerin çoğunun hemen batmasının önemli bir nedeni can yeleklerinin standartsız oluşu ve işlevsiz yapılması.
KİMLİK İMAL YERLERİ: Basmane’nin kimi yerlerinde küçük stüdyolar da açılmış buralarda fotoğraf çekiliyor bir dört beş ayrı eski tip bilgisayarlara benzer ve kimlik oluşturma hatları var. Buraya gelenler kendi kimliklerini patlattıklarını söylüyorlar. Ancak genel bölgedeki yaşayanların gözlemi o ki burada herkese istediği şekilde kimlik verilebiliyor.
POSTANE’NİN İŞLEVİ DEĞİŞMİŞ: Basmane’deki büyük postane’de eskiden bölgenin temel gereksinimlerini karşılayan bir yoğunluk vardı. Şimdi ise ağırlığı Suriyeliler oluşturuyor. Uluslararası para transfer firmaları Ortadoğu’da Arap Yarımadası’nda en güçlü olduğu yer Katar. Suriyeliler yakınlarının Katar’dan para transferi yapıp İzmir Postanesi’ne gönderiyorlar buradan parayı alanlar insan kaçakçılarıyla buluşup pazarlık usulü parayı veriyorlar ve Ege’yi aşıyorlar. Postane’nin bir başka işlevi de gece denize açılacak olan kişiler gündüz eşyalarını güzelce bavula koyup, Postane’den Avrupa başkentlerinde tanıdıkları kişilerin adreslerine Bavul’u gönderiyorlar.
İKİ PAKET’DEN BİRİ GERİ DÖNÜYOR: Postane’deki görevlilerde artık Arapça bilenlerden yardım isteyerek hizmetlerini sürdürdüklerini söylüyorlar. Burada ki önemli dramların biri Avrupa’ya gönderilen her iki paketten birinin geri dönmesi. Avrupa kentlerinde ki yakınlarına paket gönderenler ya o adreste o kişi olmadığı için, ya da o kişi adreste bulunamadığı için geri gönderiliyor. Geri gönderme adresi de tabi ki Basmane Postanesi’nden başka bir yer değil. Postane’nin deposunda geri gelen bavullar için özel bir yer ayrılmış.
PARÇALANMIŞ AİLELER: Gerek Basmane’de ki Postane’de gerekse sokak aralarında sık sık anne çocuk bir arada görmek mümkün. Onlardan bazıları ile konuştuğumuzda çoğunlukla kocalarının Avrupa’ya ulaştığını orada yer edindiğini onları da bir an önce çağırmak üzere hazırlık yaptığı haberini veriyorlar. Postane’den sevinçle ayrılan bir Suriyeli kadına sevincinin nedenini sorduk. “teyyare teyyare” dedi. Eşi Berlin’e ulaşmış Basmane Postanesi’ne para göndermiş o parayla uçak bileti alacak ve uçabilirse Berlin’ uçacak.
BASMANE’NİN DEĞİŞEN YÜZÜ: Çok kültürlü yoğun semtlerinden biri. Hem İzmir içinde ki trafik yoğunluğu hem İzmir dışından gelenlerin en çok ayak bastığı yer olarak Türkiye’nin de bir fotoğrafını yansıtırdı. Ama şimdi daha çok duvarlarda ki Arapça tabelalar da Suriyelilerin buluşma yerlerinden biri olduğunu gösteriyor. Bu durum geleneksel Basmane esnafını da tedirgin ediyor. Ama yeni bir sektör yarattığı da kesin.
DEVLET YOK: Basmane’de dönen trafik insan kaçakçılığından kalitesiz deniz’e açılma ürünlerine kadar pek çok şey bu ülkede bir yönetim yok mu? Sorusunu sorduruyor. Avrupa’ya açılma konusunda insan kaçakçılarıyla pazarlık yapan Suriyeliler bizlerle konuşmak istemediler. Ancak dolaylı aldığımız ilk bilgiler insan kaçakçılığı yapanların önemli bir bölümünün de Suriye’den gelenler olduğunu gösteriyor. Suriye’den gelmişler kendi kurallarını oluşturmuşlar ve yeni gelen Suriyelilerin Avrupa’ya gidişinde aracılık edip para kazanıyorlar. İki üç otel sahibi olanları da duyduk. Basmane’de ki durum Türkiye’nin Suriye’den gelenlerle ilgili istatistik çalışmasında hukuki duruma kadar pek çok alanda zafiyeti olduğunu ortaya koyuyor. Zararın neresinden dönülürse kardır hükümet bu konularda bir kural getirmezse, Suriyeliler sorununun çözümüne insani akılcı uluslararası hukuku göz ardı etmeyen bir çözüm üretmezse, insan kaçakçıları simsarlar ve can pazarını göze alanlar kendi kuralını oluşturmaya devam edecekler dedi.
Yorum Yazın