Çıray konuşmasına Cumhurbaşkanı’nın mecliste söylediği “Terör akrep gibidir onu sırtında taşıyanları sokar” sözüne gönderme yaparak başladı. “Keşke o kadarla sınırlı kalsaydı” diyen Çıray terörü ve teröristi sırtında taşıyanın bunu hak ettiğini, ancak bu yüzden kısa zamanda 150 şehit verdiğimizi hatırlattı.
ASLINDA ÇÖZÜM SÜRECİ HİÇ OLMADI
“Sözde çözüm süreci”yle Güneydoğu’da yaşayan yurttaşlarımızın da hayatlarının karartıldığını sözlerine ekleyen Çıray, “Aslında çözüm süreci hiç olmadı. Olan şey seçimlere endekslenmiş barış ve çatışma süreçlerinin birbirini takip etmesinden başka bir şey değildi” dedi. 7 Haziran’dan sonra PKK’nın tırmandırdığı elim terör hadiselerinin Cumhurbaşkanı ve Başbakan tarafından kamu düzeninin bozulması olarak tanımlandığını öne süren CHP İzmir Milletvekili çok tartışılacak yeni bir olgudan söz etti:
AKP PKK’YI YARI DEVLET AŞAMASINA GETİRDİ
Çıray, “Bu kasıtlı olarak yapılan bir yanlıştır.Yaşadığımız şey kamu düzeni sorunu olmayı çoktan aştı… Yaşadığımız sorunun adı bir egemenlik sorunudur. Egemenlik ‘devlet’ dediğimiz siyasi yapılanmanın en ayırıcı niteliğidir. Yani terör olayları mevcut şekilleriyle artık basitçe kamu düzenini bozmaya yönelik eylemler değildir. AKP PKK’yı ‘yarı devlet’ aşamasına getirdi. ‘Yarı devlet’ aşamasına gelmiş bir güçten açıkça söz etmenin artık yanlış bir yanı yoktur. Burada yanlış olan şey PKK’nın ve onun paramiliter güçlerinin neredeyse bir devlete dönüşmesini sağlayan süreçlere göz yummuş olmaktır. PKK’nın “yarı devlet” olmasına göz yuman AKP hükümetleridir. Bölücü terör örgütünü sırtında taşıyanlar tarih ve hukuk önünde yargılanacaklardır" dedi
7 Haziran seçimlerinde milletimizin AKP’nin bu ahlâk dışı gidişine dur dediğini ancak Cumhurbaşkanı’nın milletin iradesini kabullenmediğini, bu yüzden seçime gidildiğini söyleyen Çıray, Türkiye'de uzun süredir medeni bir demokrasi olmadığını ve hukukun hâkimiyetinin, kuvvetler ayrılığının ortadan kaldırıldığını sözlerine ekledi.
AHMET HAKAN’A SALDIRI, AYDIN DOĞAN’A TEHDİTLER VE İPEK’E OPERASYON NEFRET HİSTERİSİDİR
“Ortama bir nefret histerisi hakim oldu. Fikir ve ifade özgürlüğü tarihimizin en sistematik saldırısıyla karşı karşıya kaldı. Medya, kuvvetler birliği rejimini de facto olarak hayata geçirdiğini muazzam kibriyle deklare eden bir zorbanın ağır kuşatması altına girdi. Gazetecilik şimdi yüz altmış yıllık tarihinin en karanlık dönemini yaşıyor. Özellikle 7 Haziran’dan sonra saray muktediri tek adam rejimini tahkim etmekte yandaş ve havuz medyasının yetmeyeceğini, kendisine muhalif tek bir gazetenin, tek bir televizyon kanalının bile öngörülemez bir tehdit kaynağı olacağını düşünmeye başladı. Önce İpek Gurubu Medyası’na yapılan operasyonlar şimdi de Ahmet Hakan’ın uğradığı saldırı ve sürekli hedef gösterilen Aydın Doğan’ın haklı isyanı demokrasimizin içine gömüldüğü koyu karanlığın en son vahim örnekleridir” diyen CHP PM Üyesi ve İzmir Milletvekili Aytun Çıray şöyle devam etti:
“Saray muktediri sadece içeride değil dışarıda da yalnızlaşmıştır. Mesela saray muktediri bütün girişimlerine rağmen bu yılki Birleşmiş Milletler Genel Kurul toplantılarında Obama’dan randevu alamamıştır. Putin kendisini cami açılışına davet ettikten hemen sonra Suriye’de IŞİD’i bombalamaya başlamıştır. Bunun anlamı açıktır. Sarayın sifonu Putin’le paslaşarak çekilmektedir. Ama bu iş milletimizin işidir. Zorbanın sifonunu 1 Kasım’da yerli ve millî olanlar çekecektir. İşte biz bu nedenle 1 Kasım Genel Seçimlerinde bu koyulaşan karanlığın şafağı millet iradesi olacaktır”
Yorum Yazın