Dava sonucunda mahkeme, müebbet hapis talebiyle yargılanan sanık Atik’i, pişmanlık ve iyi hal indirimi uygulayarak 25 yıl hapse mahkum etti.
Sanık Vedat Atik, öldürülen Serpil Erfındık’ın annesi Tülay Aksakal, davaya müdahil olan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekili Emine Şen Tüfekçi Tezcan, İzmir Barosu Kadın Hakları Komisyonu üyeleri, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyelerinin katıldığı karar duruşmasında söz alan sanık avukatı, Erfındık'ın koruma kararının bittiği gün planlı bir şekilde cinayeti işlendiği şeklinde haberler yayımlandığını, olayın meydana geldiği günün, müvekkilinin çocuğuyla görüşme günü olduğunu söyledi. Cinayetin anlık bir tartışmadan kaynaklandığını iddia eden savuk avukatı, maktulün çocuğunu Almanya'ya kaçırma girişimleri sebebiyle sanığın ayrı kalma kaygısı yaşadığını öne sürerek indirim maddelerinin uygulanmasını talep etti. Sanık Vedat Atik karardan önce yaptığı son savunmada, “Pişmanım. Keşke olay yaşanmasaydı.” dedi.
Mahkeme Başkanı Cevdet Ekizoğlu, sanık Vedat Atik’in eylemlerinin sabit görüldüğünü belirterek, eski eşini bıçakla kasten öldürme suçundan önce müebbet hapse, ardından duruşmalardaki iyi hali ve pişmanlığı göz önünde bulundurularak cezanın 25 yıla indirilmesine karar verildiğini açıkladı. Atik ayrıca zincirleme tehdit, hakaret ve öldürdüğü Serpil Erfındık’ın cep telefonunu çalma suçlarından 3 yıl 5 ay 7 gün hapis cezasına da mahkum oldu. Sanığın kardeşi S.A. hakkında ise Erfındık’ın banka kartlarını kullanmasından dolayı cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunulması kararlaştırıldı.
Duruşmadan sonra Erfındık’ın ailesi ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, adliye önünde basın açıklaması yaparak, cezaya indirim uygulanmasına tepki gösterdi. Anne Aksakal, “Adalet yerini bulmadı. Benim yavrum toprak oldu, karşılığı 25 yıl. İndirimleri asla kabul etmiyorum. Nasıl 23 sabıkası olan bir kişiye indirim yapabildi?” diyerek karara isyan etti. Ailenin avukatı Ömer Anar da kadın cinayetlerinin bu tür kararlarla önlenmesinin mümkün olmadığını, karar bozulana, adalete elde edene kadar sürecin takipçisi olacaklarını, Yargıtay ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) gideceklerini söyledi.
Yorum Yazın