Özellikle hamile veya yeni doğum yapan bayanların, ‘tümörü tetikler mi, meme kanserine sebep olur mu’ gibi sorularla lazere tereddütle yaklaştığını kaydeden Yrd. Doç. Dr. Topaloğlu, “Kıl kökü uygulamalarında kullanılan lazer dokulara zarar vermez. Epilasyonda amaç kıl kökünün yok edilmesidir. Güzellik merkezleri kıl köküne etki edecek lazeri alır ki; uygulamada başarılı olsunlar. İşin temeline inersek, lazerin en belirgin özelliği tek bir dalga boyunu yansıtmasıdır. Odamızda kullandığımız ampul, floresan gibi lazer de zararsız bir ışık kaynağıdır. Etrafa dağılan bir ışık olmadığı için sadece odaklanarak belli bir bölgeye etki eder” açıklamasında bulundu.
“Gençleşmeye lazer etkisi”
Lazer kullanımının sağlık uygulamalarındaki başarısına işaret eden Yrd. Doç. Dr. Topaloğlu, lazerin gücü ayarlandığında, hücre bölünmesi tetiklenerek dokuların yenilendiğini, bu yüzden estetik uygulamalarda kullanıldığını da ifade etti. Topaloğlu, dikiş yerine lazerle kapatma yönteminin de revaçta olduğuna vurgu yaparak; “Günümüz hayatında varisli damarların tedavisinde de lazer kullanılabiliyor. O sorunlu damarın içine damara lazer veriliyor. Varisli damar, çekip koparılmaya gerek duyulmadan tedavi edilmiş oluyor. Dikiş atma yerine lazerle doku kaynağı yapıldığında iyileşmenin daha hızlı olduğunu görüyoruz. Yüz lekeleri dediğimiz kılcal damarların yok edilmesinde de lazer uygulamaları olumlu sonuçlar veriyor” şeklinde konuştu.
“Kanserli hücreye Fotodinamik Terapi”
Yurtdışındaki kliniklerde, kanserli hücrelerin yok edilmesinde lazer kullanılabilmesi üzerine laboratuvar çalışmalarının devam ettiğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Topaloğlu, cilt kanserinde kullanılan fotodinamik terapiye dikkat çekti. Kanserli bölgeye uygulanan lazerin kanserli hücrelerin yok edilmesini sağladığını, benzer şekilde yara enfeksiyonları, diyabetik hastalarda görülen ve iyileşmesi zor hale gelen enfekte olmuş yaralarda ve uçuklarda da bu tedavinin alternatif bir iyileştirme yöntemi olduğunu belirtti.
Topaloğlu, “Kanser tedavisinde kullanılan kemoterapi veya radyoterapiden bahsettiğimizde bunlar bütün vücuda uygulanan, ciddi zarar veren uygulamalar. Bunlar kanserli hücreyi yok ederken sağlıklı hücreyi de yok ediyor. Fotodinamik tedavide lazerin yanında bir ilaç da eşlik edebiliyor. Lazerle sağlanan enerji aktarımı sayesinde ortamda oksijen radikalleri oluşturularak kanserli hücrelerin, bakterilerin, virüslerin ölmesi sağlanıyor. Lokalize bir uygulama olduğu için kemoterapide olduğu gibi sağlıklı hücreleri de yok etmesi söz konusu değil. Bilim dünyası farklı kanser türlerinde kullanılabilmesi için çalışmalar yürütüyor” dedi.
“Önünüze gelen yerde Lazer uygulatmayın”
“Lazer 200-300 nanometre civarıysa kansere yol açabilir” uyarısında da bulunan Yrd. Doç. Dr. Topaloğlu, düşük dalga boylarının DNA’yı etkilediğine dikkat çekti. Almanya’da sadece estetik uygulamalar ve cerrahi müdahaleler de değil; epilasyon gibi alanlarda da lazer kullanma sertifikasının sadece hekimlere verildiği bilgisini de veren Topaloğlu, “Bizde önüne gelen merkez açıp bu uygulamaları yapıyor. Sertifikasını alıp merkezlerde düşük ücretlerde eleman çalıştırıp tecrübesiz mesleki deneyimi olmayanlara lazer uygulaması yaptırılıyor. Gittiğiniz merkezi mercek altına alın. Eğer uygulama sırasında deri tipine uygun lazer dozu seçilmezse ciddi yanıklar oluşabilir. Eğer yanık tedavi edilmeyip kronik bir yaraya dönüşürse sonrasında belki deri kanserine yol açabilir. Ama bu lazerden kaynaklı bir kanser değildir. Önünüze gelen yere gitmeyin" uyarısında bulundu.
Yorum Yazın