Konu hakkında açıklama yapan Tanrıkulu; “İzmir’den 8 milletvekili çıkardık o yüzden İzmir’e 8 proje diyenlerin siyaset zihniyetini ve İzmir’e bakış açılarını kınıyorum. Bugün İzmir’in her yerinde bu zihniyetin iş bilmezliği ve sorumsuzluğu yüzünden çevre, enerji, su işlerinde sorunlar devam ederken bu talihsiz açıklama tabiri yerindeyse İzmirlilere hakarettir. ‘Ne kadar milletvekili o kadar hizmet’ anlayışı artık geri kalmış ülkelerde dâhi görülmemektedir.
Devam eden ve kamuoyuna da yansıyan bu sorunların başında; 1’inci derece doğal SİT alanlarına sahip, Türkiye’nin 305 önemli doğa alanından biri olan ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı dışında tüm kurumların Özel Çevre Koruma Alanı ilân edilmesi konusunda uygun görüş verdiği, ana kuş göç yollarının ortasında bulunan İzmir Karaburun Yarımadası‘ndaki hassas coğrafyanın tümüyle enerji üretim sahasına dönüştürülmesi gelmektedir. Diğer yandan kısıtlı tarım alanları, otlak/mera alanları RES’lerin istilasına açılırken, tahrip edilen doğayla birlikte turizm imkânı da bölgede yok edilmektedir.
Bugüne kadar hiçbir yetkilinin ‘dur’ deme cesareti gösteremediği için İzmir Karaburun Yarımadası‘nın 415 km²‘lik yüzölçümünün 2/3’ünden fazlası, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) uygunluğu verilerek, rüzgâr enerjisi santrallerine (RES) tahsis edilmiştir. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından 6 firmaya verilen üretim lisanları ile 81 türbin kurulumu bugüne kadar tamamlanmıştır. Toplam türbin sayısı şimdilik 236 adet olsa da, dikilen rüzgâr ölçüm direkleri yeni RES’lerin habercisidir.
Karaburun’da yaşam standartları bu şekilde düşürülürken, diğer yandan Küçükbahçe bölgesinde ÇED olumlu izini verilen 4 balık çiftliğinin denizlerimizde kapladığı alan da 428.400 m²‘ye ulaşmıştır. Son olarak yakın zamanda yine bir özel firmaya verilen ÇED izniyle 98.000 m² deniz alanına yayılması planlanan balık çiftliği projesiyle birlikte, bölgedeki balık çiftliklerinin kapladıkları toplam alan 526.400 m²’ye çıkacaktır.
İzmir’in her yerinden çevre sorunu ve katliamı haberleri gelmeye devam etmektedir. Halen seçim çalışmalarımızda yerinde incelemelerde bulunup, yetkilileri göreve davet ettiğimiz Çiğli Harmandalı’nda çöp depolama alanı sorunu çözülemezken, burada yangınlar çıkmaya başlamış, yetkililer ise konuya seyirci kalmaya devam etmektedir.
Ödemiş Gölcük Yaylası İzmir’in tanıtımına büyük katkı sağlaması beklenirken, yine her alanda görülen ilgisizlik, kamu kurumlarının yetki ve koordinasyon karmaşası yüzünden bu bölge tam bir kirlilik abidesi olarak karşımıza çıkmaktadır.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı İzmir’den çıkardığı milletvekili sayısına göre proje açıklayacağına, öncelikle mevcut üzerine düşen görevleri tam ve eksiksiz olarak yerine getirmelidir. Yaz mevsiminde İzmir’in ormanları için çıkabilecek bir yangına karşı hangi tedbirler alınmıştır? Yangın söndürme için ekipman ve teçhizat kapasitesi artırımına gidilmiş midir?
İzmir’de devam eden tüm bu sorunların cevabını İzmirlilerle paylaşabilmek adına TBMM’de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na beş adet yazılı soru önergesi verirken, 24’üncü dönemde Bakanlıkların İzmir’e yapacağı kamu yatırımları hakkında TBMM’de vermiş olduğum otuzun üzerinde yazılı soru önergemi de 25’inci dönemde tekrar vermiş bulunmaktayım. İzmir’e hizmet lafla ve süslü siyasî söylemlerle olmuyor. İzmirli somut, hayatını kolaylaştıracak hizmetleri görmek istiyor.” diyerek, önümüzdeki günlerde 24’üncü dönemde AKP tarafından TBMM’nin komisyonlarında bekletilerek, yasalaşmasının önü tıkanan yirminin üzerindeki kanun tekliflerini de yenileyeceğini belirtmiştir.
Yorum Yazın