Tema Vakfı Karşıyaka İlçe GönÜllÜleri, DÜnya Ormancılık GÜnÜ ve DÜnya Su GÜnÜnÜn etkinliklerle kutlanacağı hafta kapsamında, Buca Kaynaklar'daki fidan dikimine katılarak, Karşıyaka hatırasına ağaç dikti. Tema Vakfı Karşıyaka İlçe GönÜllÜ Sorumlusu CÜneyt Çağlayan yönetimindeki Tema Vakfı Karşıyaka İlçe GönÜllÜleri Karşıyakalılar'ı ağaç dikimine davet ederek, "TÜrkiyemiz, ilimiz, gÜzel karşıyakamız çöl olmasın" dedi.
Tema Vakfı'nın DÜnya Ormancılık GÜnÜ ve DÜnya Su GÜnÜyle ilgili açıklaması şöyle:
Ağacın Gölgesi, Suyun Sesi Yoksa İnsan da Yok
TEMA Vakfı, DÜnya Ormancılık GÜnÜ ve DÜnya Su GÜnÜnÜn etkinliklerle kutlanacağı hafta kapsamında, DÜnyanın en önemli ekosistemlerinden biri olan ormanlar ve yaşamın temel kaynağı olan su varlığına yönelik bilgileri derledi. Su ve ormanlar arasındaki etkileşimin önemine dikkat çekti.
Varlığı suyun varlığına bağlı orman ekosistemleri, yaşamın temel kaynağı suyun döngÜsÜnde kritik rol oynuyor.
DÜnya Üzerindeki toplam su akışının %60ı DÜnya karasal alanının %30unu oluşturan ormanlardan sağlanıyor. İstanbul da dahil olmak Üzere DÜnyadaki bÜyÜk şehirlerin 1/3Ü içme sularının bÜyÜk bir bölÜmÜnÜ ormanlık bölgelerden sağlıyor.
Ormanlar yararlanılabilir su miktarı, yÜzey ve toprak altında suyun akışı ve kalitesini önemli ölçÜde etkiliyor. Ormanlarda ağaçların oluşturduğu tepe örtÜsÜ ve bu tepe altında bulunan bitkiler ve organik materyaller suyun toprağı aşındırmadan yavaşça toprağa sızmasını sağlıyor. Mevsimsel değişmelere bağlı olarak akarsularda akış rejiminin dÜzenliliğini koruyor.
Ormanların suya en bÜyÜk katkısı; sağladığı su miktarının yanında suyun kalitesini koruması olarak öne çıkıyor. Ormanlar tortulaşma kaynaklı dÜşÜk su kalitesi sorununu en aza indirgiyor. Ayrıca suya bağlı olarak ortaya çıkan arazi kaymaları ile sel ve taşkınların oluşmasını, çölleşme ve tuzlanmayı engelliyor.Yamaçlarda ve eğimli alanlarda doğal barikat görevi görÜyor, su kaynaklarını ve yataklarını koruyor.
DÜnya Ormancılık GÜnÜ Avrupa Tarım Federasyonu (CEA) ve Gıda Tarım Organizasyonu (FAO) kanalı ile; Kuzey YarımkÜrede ilkbaharın, GÜney YarımkÜrede sonbaharın başlangıç gÜnÜ olan 21 Martta, DÜnya Su GÜnÜ ise Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilen 22 Martta kutlanıyor.
DÜnya Su GÜnÜnÜn bu yılki temasını Birleşmiş Milletler tarafından “Su ve Enerji” olarak belirlendi. “Su ve Enerji” ilişkisi; “Su yoksa enerji, enerji yoksa su yok” olarak ifade edildi. Yoksullukla mÜcadele, yaşam kalitesinin iyileştirilmesi için kalkınmaya, kalkınma için de enerjiye olan ihtiyaç gÜn geçtikçe artıyor. Birleşmiş Milletler bu kapsamda sÜrdÜrÜlebilir enerji ve suyun öneminin altını çiziyor:
· Enerji Üretim Sistemlerinin %90ı yoğun olarak su kullanıyor: EndÜstriyel su kullanımının % 75i enerji Üretiminde kullanılıyor. Enerji Üretiminde kullanılan petrol, kömÜr, gaz ve uranyum gibi yakıtların soğutulması için yoğun olarak su kullanılıyor. Giderek yaygınlaşan biyoyakıt Üretimi için de suya ihtiyaç bulunuyor. Örneğin, karayolu taşımacılığında biyoyakıt kullanımının %5 artması halinde tarımdaki su kullanımının %20 oranında artacağı ifade ediliyor.
· 2035 yılında kÜresel enerji kullanımının %50, su tÜketiminin de %85 oranında artması bekleniyor:
Ancak Üretilemez bir varlık olan suyun DÜnyadaki miktarı artmıyor. BugÜn dÜnya Üzerindeki tatlı su miktarı Sezarın antik Romayı yönettiği dönemle aynı miktarda.
Üstelik, her yıl yaklaşık olarak 15-18 milyar m3 tatlı su kaynağı fosil yakıt Üretiminden dolayı kirleniyor. KömÜr enerjisi nedeniyle oluşan asit yağmurları suları daha da asidik hale getiriyor. Oysa yenilebilir kaynaklardan enerji Üretildiğinde çok daha az su kullanılıyor. Örneğin; gÜneş enerjisinden elektirk Üretildiğinde gaz birim elektik enerjisi için gerekli su miktarı doğalgaz santrallerinden 5 kat, kömÜr santrallerinden 2 kat daha az suya ihtiyaç duyuluyor. RÜzgar enerjisi için suya ihtiyaç duyulmazken, jeotermal enerji için kullanılan su tekrar kaynağa veriliyor. TÜm bunlar gelecekteki bugÜn yaşanılan ve gelecekte daha da artacak olan su sorununun Üzerinden gelinmesi için yenilebilir kaynaklardan enerji Üretilmesi gerekliliğini işaret ediyor.
· GÜnÜmÜzde 2,8 milyar insan su kıtlığı ile karşı karşıya ve 2,5 milyar insanın elektriğe erişimi bulunmuyor: Su varlıkları gÜn geçtikçe kirleniyor, sağlıklı suya erişim gÜçleşiyor. BugÜn dÜnya nÜfusunun %40ı susuzluk çekiyor. Çinin Kuzey batı platolarındaki su kıtlığı nedeniyle insanların tÜm yaşamları boyunca doğumda, evlenirken ve öldÜklerinde olmak Üzere yaşam boyu 3 defa yıkandıkları ifade ediliyor. Üstelik iklim değişikliğinin etkilerine bağlı olarak kÜresel su varlığımız ciddi bir tehlike ile karşı karşıya.
TÜrkiye de su fakiri olmasa bile su kısıtı olan Ülkelerden bir tanesi.
· TÜrkiyede kişi başına 1519 m3 su dÜşÜyor. İklim değişikliği nedeniyle yaşanılan su sıkıntısının TÜrkiyenin bÜyÜk bir bölÜmÜnÜ içeren kurak ve yarı kurak bölgelerde daha da artması bekleniyor. Bu durumda, su havzalarının korunması her geçen gÜn daha çok önem kazanıyor.
TEMA Vakfı olarak, DÜnya Ormancılık ve Su GÜnÜnÜ kutlarken; insanın doğanın parçası olduğunun altını çizmek istiyoruz. Ağacın gölgesi, suyun sesi olmadan insanın da var olamayacağını hatırlatarak; ormanlarımızın, su varlığımızın önce korunması, sonra geliştirilmesi gerektiğini tekrar hatırlatıyoruz. Özellikle, su varlığımızın sÜrdÜrÜlebilirliğini sağlamak için TÜrkiyede suya dair mevcut 40ı aşkın yasal dÜzenlemeyi toparlayacak; bir çerçeve yasasına ihtiyaç duyuyoruz. TÜrkiyede insanın parçası olduğu ÜstÜn ekosistemin yararını koruyacak nitelikteki Su Yasa Taslağının gerekliliğinin bir kez daha altını çiziyoruz.
TÜrkiye Çöl Olmasın!
Yorum Yazın