Rektör Prof.Dr. Galip Akhan’ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantıya Ege Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Candeğer Yılmaz, E.Ü. Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Semih Ötleş, Prof. Dr. Yeşim Kirazlı, E.Ü Tıp Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Cemil Gürgün, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Recep Yaparel, İKÇÜ Rektör Yardımcıları, Prof.Dr. İbrahim Kocabaş,Prof.Dr.Saffet Köse, Prof.Dr. Turan Gökçe, Genel Sekreter Gülten Gültekin, dekanlar, enstitü müdürleri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Rektör Prof.Dr. Galip Akhan, YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof.Dr. Durmuş Günay’ın sunumunun kendilerine ufuk açacağını belirterek, kendisini İKÇÜ’de ağırlamaktan mutluluk duyduğunu paylaştı. Rektör Prof.Dr. Akhan, “Özellikle bizim gibi yeni kurulmuş üniversiteler için kendisinin bilgi paylaşımı çok önemli. Kendileri kuruluş aşamamızda sürekli destek veren, önümüzü açan bir hocamız. Hocamıza bu desteklerinden ötürü teşekkür ediyorum” dedi.
“YÖK’e ihtiyaç var, kapatamazsınız”
Tarihsel olarak YÖK’ün gelişim süreçlerini anlatan YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof.Dr. Günay, Yükseköğretimin ya tek parti ya da askeri darbeler sonucunda yapılan düzenlemelerle dizayn edildiğini aktardı. YÖK’ün kuruluş tarihinin 1981 değil 1973 yılı olduğunu belirten Prof.Dr. Günay, “Dolayısıyla YÖK 12 Eylül ürünü değildir. En çok eleştirilen YÖK kanunu, 34 yıldır yürürlükte olan 1981 yılı YÖK kanunudur. Bu kanunda YÖK tarafından sürekli dönüşüm yapılıyor. Bir nevi evrim geçiriyor. Kanunun giriş tarafları hariç değişmedik maddesi kalmadı. O bakımdan sistem ayakta duruyor. Her ne kadar herkes, siyasi partilerde dâhil ‘YÖK’ü kaldıracağız’ diye yazsalar da olmuyor. Sebebi böyle bir kuruma ihtiyaç var. Nasıl ki Maliye Bakanlığını kapatamazsınız, YÖK’ü de kapatamazsınız. Bunu diyenler YÖK’ün işleyişini görünce uzaktan görüldüğü gibi olmadığını görüyorlar” dedi.
“70 yılda 77 üniversite varken; 13 yılda 108 üniversite kurduk
YÖK’ün sistematik bir bütün olduğunu belirten Prof.Dr. Günay, güncel YÖK verileriyle ilgili de bilgi verdi. 109’u devlet, 76’sı vakıf olmak üzere 185 üniversitenin olduğunu belirten Prof.Dr. Günay, “Öğrenci sayımız 6 milyon 62 bin 886. Okullaşma oranımız %88,34. 2003 yılına kadar 77 üniversitemiz yani 70 yılda 77 üniversite varken; 13 yılda 108 üniversite kurduk. YÖK’ü sayısal olarak patlattık. Bu, Türkiye’nin biriktirmiş olduğu potansiyelin, kinetik enerjiye çevrilmesidir, toplumun beklentilerine cevap vermektir. Kalite konusunda eleştiriler alıyoruz. 1955 yılında gazete başlığı, ‘İş zıvanadan çıktı, Ege Üniversitesi de kuruldu. İzmir’e de üniversite kuruldu’ şeklindeydi. Bugün Türkiye’de tıp fakültelerinde bir hoca başına 4.77 öğrenci düşüyor. Almanya’da bu oran 19.6’dır” diye konuştu.
“YÖK’ün görevi iş bulmak değil, uluslararası ölçütlerde eğitim vermektir”
YÖK rakamlarına göre okullaşma ve öğrenci sayısı bakımından Avrupa ülkelerinin geride bırakıldığını belirten Prof.Dr. Günay, “Bizden bir şey olmaz demeyin. Önümüzde Finlandiya, Güney Kore ve Amerika var. Sayısal olarak iyiyiz. Okumak isteyen herkese cevap vermemiz lazım. Bir toplumda yükseköğretim görmüş nüfusun oranı başlı başına o toplumun gelişmişlik parametresi olarak değerlendirilir. Bu noktada her şehirde üniversite olmasını, okumuş işsizler oluyor diyerek eleştirenler çıkıyor. Bizim görevimiz iş bulmak değil. Bizim görevimiz yüksek vasıfta öğrenciler yetiştirmek” dedi.
Yorum Yazın